yumurta

"yumurta" Kelimesi için arama sonuçları

Türkçe - İngilis lüğət

koçyumurtası

 (Türkçe - İngilis lüğət) :
,-nı ram´s testicles, mountain oyster.
 Türkçe - İngilis lüğət

yumurta

 (Türkçe - İngilis lüğət) :
1. egg. 2. testicle, testis. 3. darning egg. akı egg white, albumen. yı çalkamak (for a broody hen) to turn over the egg it´s sitting on. çırpacağı whisk (for beating eggs); eggbeater. dan daha dün çıkmış young and smart-alecky. kapıya dayanmak/gelmek 1. for a given period of time almost to be up: yumurta kapıya dayanmadan while there´s still sufficient time. 2. for a situation to become desperate; for someone to be hard pressed. ya kulp takmak to seize upon the most unlikely things as pretexts for criticizing someone or something. (Arkasında/Sırtında) küfesi yok ya! colloq. You can´t depend on him./He´ll break his word (or change his tack) whenever it suits him. sarısı 1. yolk. 2. light orange, deep yellow.
 Türkçe - İngilis lüğət

yumurtacı

 (Türkçe - İngilis lüğət) :
seller of eggs.
Türkçe - İngilis lüğət

yumurtacık

 (Türkçe - İngilis lüğət) :
ovule.
 Türkçe - İngilis lüğət

yumurtalı

 (Türkçe - İngilis lüğət) :
1. (food) topped with or containing a (cooked) egg. 2. made using eggs/an egg. 3. coated with egg.
Çox Axtarılan Sözlər Turkish - French Dict. ılık (242337k) Turkish - Germany Dict. çüş (109349k) Turkish - French Dict. açık (92919k) Turkish - French Dict. ırmak (86423k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (81179k) Turkish - Germany Dict. ılım (73825k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (70844k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (68612k) Turkish - French Dict. çatı (67241k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (64787k) Turkish - French Dict. balık (63525k) Turkish - Germany Dict. hasır (62821k)