Gerçeküstücülük.
Gerçeküstücülük.
(Diccionario filosófico) :
(Fr. Surrealisme). Fransız ozanı ve düşünürü Andre Breton'un ruhsal otomatizm öğretisi... Fransız ozanı ve düşünürü Andre Breton'un ortaya attığı ve sanatın hemen her dalını uzun bir süre etkileyen gerçeküstücülük (sürrealizm), alman düşünür Husserl'in fenomenoloji yöntemine dayanan bir öğretidir. Breton, "Kendimizi anlamak için doğadan değil, doğayı anlamak için kendimizden yola çıkmalıyız" demektedir. Bu "kendimizden yola çıkma'nın nasıl gerçekleştirileceğini de şöyle anlatmaktadır: Usun hiç bir denetine, hiç bir töresel ya da estetik tasaya bağlı olmaksızın, düşüncenin kendini olduğu gibi ortaya koyması ruhsal otomatizmi gerçekleştirir. Düşüncenizin kendi üstüne kapanmasına en elverişli yerde oturun. Önümüzde kâğıt kalem bunusun. Bütün bilgilerinizden ve yeteneklerinizden sıyrılın (Husserl, Breton'un bu deyimini dünyalıları paranteze almak deyimiyle tanımlar). Önceden bir konu düşünmeksizin, duraksamayarak ve yazdıklarınızı okuyup düzeltmeden, yapabildiğiniz kadar hızla yazın. Sözcükleri, hiç bir düşünsel düzen katmadan, gelişigüzel art arda sıralayın. Elde edeceğiniz yapıt gerçeküstü bir yapıt olacaktır... Gerçeküstücülük, gerçekte, doğadan alğıladıklarını "kendimizin" sayarak öznel idealizmi sanat alanında gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Breton, ünlü manifestosunda, bu yöntemle "Louis-Claud de Saint Martin ve Schopenhauer gibi çeşitli filozoflara yaklaşıldığını" ileri sürmektedir. Ona göre Gnose'a (içbilgi) "bitimsiz bir sırrın içinde göze çarpmadan görünen duyu üstü gerçeğin bilgisidir". Bu saf ruhsal otomatizmi (Fr. Automatisme psychique pur) gerçekleştirmeye çalışan Fransız ozanları şunlardır: Aragon, Baron, Boiffard, Carrive, Crevel, Delteil, Desnos, Eluard, Gerrard, Limbour, Malkine, Morise, Neville, Noll, Peret, Picon, Soupault, Vitrac... Dadacılık gibi çürük bir temelden türeyip Albert Camus'nün varoloşçu saçmalığı gibi çürük bir sonucu hazırlayan gerçeküstücülük akımı da benzerleri olan gelecekçilik vb. gibi hiç bir iz bırakmadan söenüp gitmiştir. Bu gün tiyatrolarda, müzelerde ve kitaplarda iki bin yıllık antik Yunan sanatına hayranlık duyan insanlık elli yıllık gerçeküstücülüğün adını bile anmamaktadır. Bunun sanat alanındaki öneli sonucu, sağlam bilgisel bir içeriği bulunmayan sanatın, bir süre için yaygın bir moda niteliğine bürünse de, gelip geçici olduğudur. bkz. Sanat, Fröytçülük, Olaybilim, Gelecekçilik.