SADARE

Risultati per "SADARE"

HÂTEM-İ SADARET
(Ottomano - Dizionario turco) :
Padişahın sadrazamlarda bulunan mührü. Buna "hâtem-i vekâlet", "hâtem-i şerif" veya "mühr-i hümayun" da denilirdi. İlk zamanlar yüzük şeklinde idi ve parmağa takılırdı. Sonraları zincire bağlı olarak sadrazamlar, boyunlarına asarlardı. Bundan ayrılmak, vazifeden azledilmek demek olduğu için; mühürü hamamda bile boyunlarında taşıyan sadrazamlar vardı. (O.T.D.S.)

SADARE
(Ottomano - Dizionario turco) :
Rücu etmek, geri dönmek. * Doğmak.

SADARET
(Ottomano - Dizionario turco) :
Vezirlik, başvezirlik. Osmanlı Devleti zamanında Başvekillik makamına verilen isim. * Öne geçme, başta bulunma.

SADARET-PENAH
(Ottomano - Dizionario turco) :
f. Sadrazam bulunan kimse.

Ultima parole cercate

Turkish - English Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - Kurdish Dict.

Germany - Turkish Dict.

Turkish - Germany Dict.

Turkish - English Dict.

nihale

Ricerche per parole chiave

Turkish - French Dict.

ılık (181089k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (94997k)

Turkish - French Dict.

açık (78121k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (70122k)

Turkish - French Dict.

ırmak (67988k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (55959k)

Turkish - French Dict.

çatı (55603k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (54969k)

Turkish - French Dict.

balık (53030k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (51579k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (51147k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (50980k)