VELAYET

Results for "VELAYET"

Ottoman - Turkish Dictionary

VELAYET

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Veli olan kimsenin hali. Velilik, dervişlik. * Dostluk. * Sadakat. * Başkasına sözünü geçirmek. Bir şeye kudret cihetiyle bizzat mutasarrıf olmak. (Bak: Veli)
 Ottoman - Turkish Dictionary

VELAYET-İ ÂMM

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Huk: Umum mallara ve fertlere şâmil olan velayet. (Şeriat hâkimleri, kadılar ve valilerin velayetleri gibi)
 Ottoman - Turkish Dictionary

VELAYET-İ KÜBRA

 (Ottoman - Turkish Dictionary) :
Büyük velilik. Akrebiyet-i İlâhiyenin inkişafına bakan ve veraset-i nübüvvetten gelen gayet kısa, fakat yüksek olan ve tarikat berzahına uğramadan zâhirden hakikata geçen velilik mesleği. (Sahabeler gibi)(Cadde-i kübrâ, elbette velayet-i kübra sahibleri olan Sahabe ve Asfiya ve Tâbiîn ve Eimme-i Ehl-i Beyt ve Eimme-i Müçtehidînin caddesidir ki doğrudan doğruya Kur'anın birinci tabaka şâkirdleridir. M.)
Keyword Searches Turkish - French Dict. ılık (182123k) Turkish - Germany Dict. çüş (95129k) Turkish - French Dict. açık (78233k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (70216k) Turkish - French Dict. ırmak (68420k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (56630k) Turkish - French Dict. çatı (55696k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (55148k) Turkish - French Dict. balık (53083k) Turkish - Germany Dict. ılım (51699k) Turkish - Germany Dict. hasır (51314k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (51165k)