KERAME
KERAME
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
İzzet, şeref. Küp ağzına koydukları tabak.
KERAMEND
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
f. Münasib, muvafık, lâyık, uygun, şayeste.
KERAMET
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Allah (C.C.) indinde makbul bir veli abdin (yâni, âdi beşeriyyetten bir derece tecerrüd edebilen zatların) lütf-u İlâhî ile gösterdiği büyük mârifet. Velâyet mertebelerinde yükselen bir abdin hilaf-ı âdet hâli. * Bağış, kerem. * İkram, ağırlama.
KERAMET-İ ALEVİYE (R.A.)
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Hz. Ali Efendimize âid keramet. (Bak: Kaside-i Ercuze)
KERAMET-İ İLMİYE
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
İktisab suretiyle olmayıp, vehbi yani Cenab-ı Hakk'ın atiyyesi olarak geniş bir ilme mazhariyyetten hâsıl olan ilmi keramet. *İlim tahsili ile çok büyük ilim sâhibi olan bir allâmeden çok daha yüksek vâsi' ve hârikulâde bir ilme mazhar bulunan, hem ilmî dehâsı ve fart-ı zekâsı tecrübelerle ve harika eserleri ile sâbit ve müsellem olarak bir ferd-i ferid-i zaman hâlinde zuhur ve iştihar eden ender evliyâullahtan vücuda gelen ve zuhur eden, nur-efşân, hikmetfeşan ilmi kerâmet, ilmî harika. (Z. Gündüzalp)(Velilerde zuhur eden kerametler de Peygamber'in (A.S.M.) Hak olduğuna bir delildir. Çünkü bu veliler ona tabi' olmakla böyle harika hâllere mazhar olurlar. Ş.)