YEMÎN
    
            
         
 Eshâb-ı Yemîn
 
        (Glossaire islamique) :
            Cennet ehli. Âhirette amel defterleri sağ taraflarından verilecek olan mü'minler.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:Eshâb-ı Yemîn; Onlar ne mutlu Eshâb-ı Yemîndirler. Onlar dikensiz kiraz, meyveleritıklım tıklım muz ağaçları, yayılmış dâimî gölgeler, dâima akan sular, kesilmeyen, yasakda edilmeyen bir çok meyveler arasında ve kadri yükseltilmiş döşeklerdedirler.  (Vâkıasûresi: 27-34)İbn-i Abbâs buyurdu ki: "Eshâb-ı Yemîn, Âdem aleyhisselâmın zürriyeti, sulbünden(belinden) zerreler hâlinde çıkarıldığında sağ tarafında olanlar, sağ tarafından çıkanlardır."(Mazhâr-ı Cân-ı Cânan)
      
                        
         
 GAMÛS YEMÎNİ
 
        (Glossaire islamique) :
            Geçmişteki bir hâdise için, bile bile yalan söyleyerek, yemîn etmek.  (Bkz. Yemin)Gamûs, günâha ve Cehennem'e sokucu yemindir. Büyük günâhtır. Pişmân olunca tövbeistigfâr edilir. Keffâret verilmez.  (İbn-i Âbidîn)
      
                        
         
 Keffâret-i Yemîn
 
        (Glossaire islamique) :
            Bir işi yapmak veya yapmamak husûsunda Allahü teâlânın ismini söyleyerek yemîn edenkimsenin yemînini bozunca cezâ olarak yapması gerekli olan şey.  (Bkz. Yemin)
      
                        
         
 LAĞV YEMİNİ
 
        (Glossaire islamique) :
        Null
      
                        
         
 Mülk-i Yemîn
 
        (Glossaire islamique) :
            Bir kimsenin emrindeki köleler ve câriyeler.Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede meâlen buyuruyor ki:Allah'a ibâdet edin, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ananıza, babanıza  (güzel söz vefiil ile) ,   akrabânıza  (ziyâret etmekle) ,    yetimlere  (gönüllerini almakla) ,   fakirlere  (sadakavermekle) ,   akrabânız olan komşularınıza  (şefkat ve merhâmetle) ,   uzak komşunuza  (onlariçin hayır istemek ve zararı gidermekle) ,   dost ve arkadaşlarınıza  (haklarına riâyet etmek vesevgi ile) ,    yolcuya   (ikrâm etmek ve doyurmakla) ,    mülk-i yemînlerinizde bulunanlara(yumuşak muâmele etmekle)  iyilik ediniz. Muhakkak ki, Allahü teâlâ  (bunlara böyle iyiliketmeyip) kibirlenerek insanlara haksız yere övünenleri sevmez. (Nisâ sûresi: 36)Avret yerini ört! Zevcenden ve mülk-i yemîninden başkasına gösterme! Yalnız iken de,Allahü teâlâdan hayâ ediniz! (Hadîs-i şerîf-İmâm-ı Tirmizî, Ebû Dâvûd, İbn-i Mâce)