SEBÎL
FÎSEBÎLİLLÂH
(Glossaire islamique) :
Allah yolunda. Bir işin karşılıksız, sâdece Allahü teâlânın rızâsı için yapıldığını ifâde edenbir tâbir.
İBN-ÜS-SEBÎL
(Glossaire islamique) :
Kendi memleketinde zengin ise de, bulunduğu yerde yanında malı, parası kalmamış olan veçok alacağı varsa da, alamayıp, muhtâç kalan.Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak; fakîrlere, miskinlere (bir günlük nafakasıolmayanlara), zekât me'murlarına, müellefet-ül-kulûba (kalbleri İslâm'a ısındırılmakistenenlere) , mükâteb (efendisinden kendisini satın alıp, borcunu ödeyince, âzâd, serbestolacak) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve ibn-üs-sebîle verilir. Allahü teâlâbilendir, hikmet sâhibidir. (Tevbe sûresi: 60)Ganîmetlerin beşte biri yetimlere, miskinlere ve ibn-üs-sebîl'e verilir. Bunlardan herbirineayrı ayrı verilebildiği gibi tek bir sınıfa da verilebilir. (İbn-i Hümâm)
SEBÎL
(Glossaire islamique) :
Yol; su dağıtılan yer ve dağıtılan şeyler.Eskiden işlek yollar üzerinde, gelip-geçenlerin su ihtiyâçlarını Allah rızâsı için ücretsizolarak karşılamak üzere inşâ edilen çeşme.İnsanlara insanca muâmeleyi şiâr edinen, onlara her an Allah rızâsı için hizmet vermeyikendine vazîfe bilen müslümanlar, asırlar boyunca, inşâ ettikleri sebiller ve çeşmeler vâsıtasıyla,dînimizce çok sevâb olan su dağıtımını gerçekleştirdiler. Gene llikle câmi, türbe, mescid gibiumûma açık binâların bir parçası olarak; pâdişâh, harem mensupları, devlet büyükleri veya mâlîdurumu elverişli olanlar tarafından inşâ edilen sebillerde, bayram ve kandil günleri, buzlu şerbetdağıtılırdı. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)Osmanlılar zamânında, bütün memleket arâzisi boyunca, hanlar ve kervansaraylar bulunur;buralarda ve hac yolunda, Kâbe-i muazzamada ve Medîne-i münevverede sebîl dağıtılırdı.(İslâm Târihi Ansiklopedisi)