HATÎM
HATÎM
(Glossario islamica) :
Kâbe'nin şimâl (kuzey) duvarı hizâsında yarım dâire şeklindeki duvarcık ile Kâbe-imuazzama arasında kalan yer.İsmâil aleyhisselâmın ve annesi hazret-i Hacer'in kabri, Hatîm'dedir. (Alâüddîn-i Haskefî)Tavâf ederken (Kâbe'nin etrâfında dolaşırken) Hatîm duvarının dışından dolaşılır. Mescid-iHarâm'da (Kâbe avlusunda) kılınan namazların en kıymetlisi (sevâbı en çok olanı), Hatîm'dekılınan namazdır. (İbn-i Âbidîn)
HÂTİME
(Glossario islamica) :
Bir şeyin son durumu. (Bkz. Hüsnü Hâtime ve Sû'i Hâtime)
HÜSN-İ HÂTİME
(Glossario islamica) :
Son nefeste, rûhunu îmân ile teslim etme, îmân ile âhirete gitme.Bir insanın hüsn-i hâtime ile mi yâhut sû-i hâtime (îmânsız gitme) ile mi öleceği, son nefestebelli olur. Bütün ömrü boyunca, kâfir olarak yaşayıp sonunda îmâna kavuşan olduğu gibi,ömrü îmânla geçip, Allahü teâlâ korusun sonunda îmânsız giden de ol ur. Kıyâmette sonnefesteki hâle bakılır... (Ahmed Fârûkî)Her müslümanın, ölümü düşünüp, hüsn-i hâtime sebeplerini elde etmek için çalışması vesû-i hâtime ile bu dünyâdan ayrılmaktan çok sakınması lâzımdır. (Senâullah-i Dehlevî)Rabbimiz! Sonumuzu sevdiklerinin sonu gibi eyle. Hüsn-i hâtime ile sona erdir.(Muhyiddîn-i ibni Arabî)
SÛ'-İ HÂTİME
(Glossario islamica) :
Îmânsız ölmek, kötü son.Sû'-i hâtimenin birçok sebebleri vardır. Bunun ilmi örtülüdür. Bu sebeblerden ikisi şöyledir:Birincisi; bâtıl bir bid'ate (Rüsûlullah ve Eshâb-ı kirâm zamânında olmayıp, dinde sonradanortaya çıkıp, ibâdet olarak yapılan şeylere) îtikâd etmek (inanm ak) ve ömrünü bu îtikâd üzregeçirmek. İkincisi; îmânın zayıf olması, dünyâ sevgisinin çok, Allahü teâlânın sevgisinin azolması. Dünyâ sevgisi gâlib olunca tehlike başlamış demektir. (İmâm-ı Gazâlî)Âlimlerden bâzısı buyurdu ki: Dört şey vardır ki, sû'-i hâtime ile gitmeye sebeb olur:Namazı terk etmek, şarab içmek, Allahü teâlânın emirlerine itâat etmemek ve müslümanlaraeziyet etmek, sıkıntı vermek. (Senâullah-ı Pânî Pûtî)Sû'-i hâtimenin sebeblerinden ikisi de şudur: 1) Îmânı kuvvetli olsa bile, çok günâh işlemek.2) Günâhlar az olsa bile îmân zayıflığı. (Yûsuf Sinânüddîn)Müslüman olmak nîmetine şükrü terk etmek, îmânının gitmesinden korkmamak, mü'minlerezulmetmek, haksızlık etmek; sû'-i hâtime ile gitmeye sebeb olur. (Ebü'l-Kâsım Hâkim)