justice

Résultats pour "justice"

bring s.o. to justice
(Anglais - Turc Dictionnaire) :
(yargılanmak üzere) birini mahkemenin önüne çıkartmak.

chief justice
(Anglais - Turc Dictionnaire) :
huk. danıştay başkanı.

do a food justice
(Anglais - Turc Dictionnaire) :
bir yemeğin hakkından gelmek.

do justice
(Anglais - Turc Dictionnaire) :
1. adil bir şekilde davranmak; adalet dağıtmak. 2. to (bir şeyi) gerektiği gibi yapmak: That painting doesn´t do justice to the valley´s beauty. O tablo vadinin güzelliğini yeterince aksettirmiyor.

do o.s. justice
(Anglais - Turc Dictionnaire) :
her zamanki performansı göstermek: He didn´t do himself justice in the concert last night. Dün geceki konserde her zamanki performansını gösteremedi.

Dernière Mots recherchés

Kurdish - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Medical Terms Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - French Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

get the show on the road

Computer and Internet

branching process

Medical Terms Dict.

denomination

Recherches de mots-clés

Turkish - French Dict.

ılık (180887k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (94984k)

Turkish - French Dict.

açık (78105k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (70116k)

Turkish - French Dict.

ırmak (67941k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (55948k)

Turkish - French Dict.

çatı (55602k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (54965k)

Turkish - French Dict.

balık (53024k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (51565k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (51130k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (50964k)