KÂRÎ
KÂRÎ
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Kur'ân-ı kerîmi ezberleyen ve okuyan.Nice kâriler vardır ki, Kur'ân-ı kerîm onlara lânet eder. (Hadîs-i şerîf-Keşf-ül-Hafâ)Zamânımızda, Kur'ân-ı kerîm okurken tegannî yapan kârilerin nâmelerini işiterek; "Negüzel okudu!" diyen kimsenin îmânı gider. (İmâm-ı Mâtürîdî)
KARÎNE
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Emâre, alâmet. Bir şeyin hakîkatine delil olan şey.Ağızda şarap kokusu, içki içildiğine karînedir. (Lübâb)
KÂRİA SÛRESİ
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Kur'ân-ı kerîmin yüz birinci sûresi.Kâria sûresi, Mekke'de nâzil oldu (indi). On bir âyet-i kerîmedir. Kâria'dan yâni kıyâmetgününden haber verdiği için, Sûret-ül-Kâria denilmiştir. Sûrede; Kıyâmetin kopması sırasındameydana gelecek olaylardan ve insanın âkibetinden bahs edilmektedir . (Muhammed binHamza, İbn-i Abbas)Allahü teâlâ Kâria sûresinde meâlen buyurdu ki:(Kıyâmet günü) Kimin tartılan (iyi) ameli ağır gelirse, işte o, hoşnûd edici bir yaşayışiçinde olur. (Âyet: 6-7)Kim Kâria sûresini okursa, Allahü teâlâ kıyâmet günü onun mîzânını (sevâb terâzisini)ağır getirir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
KÂRİN HACI
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Hac ile ömreye birlikte niyyet eden. Önce ömre için Kâbe-i muazzamayı tavaf ve sa'y edip,sonra ihrâm elbisesini çıkarmadan ve traş olmadan, hac günlerinde hac için, tekrâr tavaf ve sa'yyapan. (Bkz. Hac)Kârin hacılar taş atıp, tıraş oluncaya kadar ihrâmı çıkarmayacağı için, ihrâmın men ettiğişeylerden her gün sakınmaları lâzım olur. Bu şeylerden sakınamayacak kimselerin mütemettî'hacı olması uygundur. (İbn-i Âbidîn)
ZELLET-ÜL KÂRÎ
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Kırâat hatâsı. Namazın içindeki farzlardan kırâati yerine getirirken (Fâtiha ve zamm-ı sûreyiokurken) meydana gelen hatâ, yanlış okuma.Zellet-ül kârî dört şekilde olabilir:Birincisi i'râbda hatâdır. Yâni harekelerde ve sükûndaolabilir. Meselâ şeddeyi hafif okur veya medleri (uzunları) kısa okur veya bunların aksini yapar.İkinci şekil hatâ, harflerde olur. Harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder, yahut azaltır veyaharfi ileri geri alır. Üçüncü şekil hatâ, kelimelerde ve cümlelerde olur. Dördüncüsü ise, vakf vevaslde hatâ olur. Yâni duracak yerde durmaz geçer. Geçecek yerde durur. Bu dördüncü şekilhatâda mânâ değişse de bozulmaz. İlk üç şekilde zellet-ül kârî mânâyı değiştirip, küfre sebebolacak mânâ hâsıl olursa veya âyet-i kerîmede kastedilen mânâ tamâmen değişirse, namazıbozar. (İbrâhim Halebî)