İTÂB
EHL-İ KİTÂB
( islamische Glossar) :
Hazret-i Îsâ veya Mûsâ aleyhimesselâmdan birine ve bunlara gönderilen kitâblara inanankâfirler, yahûdîler ve hıristiyanlar.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:Ey Habîbim! Ehl-i kitâb olan yahûdî ve hıristiyanlara söyle: Semâvî kitaplar veResûllerde ihtilâf (ayrılık) olmayıp, bizimle sizin aranızda berâber olan kelimeye gelin.Şöyle ki: "Allahü teâlâdan başkasına ibâdet etmeyelim ve hiçbir şeyi O'na şerik, ortakkoşmayalım, Allah'ı bırakıp da içimizden hiç kimseyi (kimimiz kimimizi) Rab'laredinmiyelim" deyiniz. Eğer Ehl-i kitâb bu kelimeden yüz çevirirlerse (o halde) şöyle deyin:"Şâhid olun, biz gerçek müslümanlarız." (Âl-i İmrân sûresi: 64)Yâ Muâz bin Cebel! Sen, ehl-i kitâbdan bir kavme gidiyorsun. Onları ilk dâvet edeceğinşey, Allahü teâlâya ibâdet etmeleri olsun. Allahü teâlâyı tanıdıkları zaman, onlara beşvakit namazın farz olduğunu söyle. Bunu da yaparlarsa, mallarından alıp, fakirlerinevereceğin zekâtın farz olduğunu söyle. (Hadîs-i şerîf-Hilyet-ül-Evliyâ)Ehl-i kitâb, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellemin peygamber olduğunu bilirler. Fakatinadları ve hasedleri yüzünden inanmazlardı. (İmâm-ı Rabbânî)
FASL-I HİTÂB
( islamische Glossar) :
Kolay, açık ve anlaşılır söz söyleme.Doğru söyliyenlerin en iyisi ve kendilerine Fasl-ı hitâb ve hikmet (ilim) verilenlerin enüstünü olan sâhibimiz ve efendimiz Muhammed aleyhisselâma ve O'nun temiz Âline(akrabâsına) ve insanlar arasından O'nun için seçilmiş olan Eshâbına (arkadaşları na) salât veselâm (hayırlı duâlar) olsun. (Ahmed Mekkî Efendi, Sekkâkî)
HİTÂB
( islamische Glossar) :
Söyleme, buyurma.Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde Peygamber efendimize hitâb ederek; " Kur'ân-ı kerîmokuyacağın zaman, Eûzü... söyle" buyurdu. (Nahl sûresi: 97)
Hitâbe (Hitâbet)
( islamische Glossar) :
Dinleyicilere bilgi vermek ve yol göstermek için yapılan konuşma.Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen, Şuayb aleyhisselâmın kavmi olan Medyen ahâlisinehitâbesini şöyle bildirmektedir:Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur.Rabbinizden size apaçık bir burhân geldi. Artık ölçeği tartıyı tam tutun. İnsanlarınhaklarını eksik vermeyin. Yeryüzünü ıslâhından sonra fesâda vermeyin. (A'râf sûresi: 85)Peygamber efendimizin, akrabâsını dîne dâvet hitâbesi şöyledir:Hamd, yalnız Allahü teâlâya mahsustur. Yardımı, ancak O'ndan isterim. O'na inanır,O'na dayanırım. Şüphesiz bilir ve bildiririm ki, Allahü teâlâdan başka ilâh yoktur. Obirdir. O'nun eşi ve ortağı yoktur. Size aslâ yalan söylemiyorum. Doğruyu bildiriyorum.Sizi bir olan ve O'ndan başka ilâh olmayan Allahü teâlâya îmân etmeye dâvet ediyorum.Ben O'nun size ve bütün insanlığa gönderdiği peygamberiyim. Vallâhi siz, uykuyadaldığınız gibi öleceksiniz, uykudan uyandığınız gibi diriltileceksiniz ve bütünyaptıklarınızdan hesâba çekileceksiniz. İyiliklerinizin karşılığında mükâfât,kötülüklerinizin karşılığında cezâ göreceksiniz. Bunlar da ya Cennet'te ebedî (sonsuz)kalmak veya Cehennem'de ebedî kalmaktır. İnsanlardan, âhiret azâbı ile ilk korkuttuğumkimseler sizlersiniz. (İbn-i Hişâm)
İTÂB
( islamische Glossar) :
Azarlama.Mekrûh (Resûlullah efendimizin beğenmediği ve ibâdetlerin sevâbını gideren şeyleri)işleyen veya müekked sünneti (Resûlullah efendimizin devamlı yaptıkları, pek az terk ettiklerikuuvvetli sünneti) özürsüz terk etmeyi âdet edinen kimse, itâb olunur. (Muhammed Es'ad)Müstehâbı (Peygamber efendimizin, ömründe bir-iki kere işlediği hareketleri) terk edeneazâb ve itâb olunmaz. (Kutbüddîn İznikî)