TEMKÎN
TEMKÎN
(Glosario Islámica) :
Tasavvufta değişmekten, hâlden hâle geçmekten kurtulup, huzur ve sükûna kavuşma.Kalb, telvinden (değişik hallerden), hâllere kul olmaktan kurtulmuş ve temkîn makâmınayetişmiş ise, hâller artık nefse gelir. (İmâm-ı Rabbânî)Temkîne eren kimse üstünlerin üstünü olur. (Mevlânâ Hâce Emkenegî)
Temkîn Zamânı
(Glosario Islámica) :
Güneşin doğuş, batış vakti ve namaz vakti hesapları yapılırken, vakitlere eklenen veyaçıkarılan zaman miktârı. Bu vakitler hesâb edilirken deniz ve ova gibi düz yerlerde güneşmerkezinin hakîkî ufkun altına inmesi esas alınır. Hâlbuki o yerin en yük sek tepesinde bulunanbir kimsenin gördüğü ufuktan (zâhirî ufuk) güneşin üst kenarının batması veya doğmasımûteberdir. Bu ikisi arasında güneşin yarı çapı, bulunan yerin inhitât-ı ufku (ufuk alçalması),güneş ışıklarının kırılması ve güneşin paralaksı kadar fark vardır ki bu farka temkin denir.Temkin zamânı, enlem derecesine, mevsimlere ve yüksekliğe göre değişirse de Türkiye içinortalama 10 dakikadır.Güneş tepede iken yâni öğle namazının vaktinden temkin zamânı kadar evvel olan zamaniçinde her namazı kılmak haramdır. (Ahmed Ziyâ Bey)Temkîn zamânı değiştirilemez. Temkîn zamânı azaltılırsa, öğle ve daha sonraki namazlarvakitlerinden evvel kılınmış olur. (M. Sıddîk Gümüş)