Kureyş Lehçesi
Kureyş Lehçesi
(Glossaire islamique) :
Arab dilinin Kureyş kabîlesince konuşulan lehçesi. Kur'an-ı kerîm bu lehçe üzerine inmiş vebu lehçe üzerine yazılmıştır.Kur'ân-ı kerîm hazret-i Ebû Bekr'in halîfeliği sırasında toplanarak mushaf yâni kitab halinegetirildi. Hazret-i Osman; Zeyd bin Sâbit, Abdullah bin Zübeyr, Saîd bin As, Abdurrahmân binHâris bin Hişâm'dan (r.anhüm) ibâret bir hey'eti (komisyonu) vaz îfelendirerek Kur'ân-ı kerîmiçoğaltmalarını emr etti. Onlara "Zeyd bin Sâbit'ten başka Kureyş'e mensûb üç kişiye Zeyd ileKur'ân-ı kerîm hakkında bir şey üzerinde ihtilâf ettiğiniz zaman Kureyş lehçesiyle yazınız.Çünkü o, Kureyş lehçesiyle nâzil olmuştur (indirilmiştir)" buyurdu. (Zehebî, İbn-i HacerAskalânî, Süyûtî)Kur'ân-ı kerîmin kelimeleri, Allahü teâlâ tarafından dizilmiş olarak âyetler hâlinde gelmiştir.Cebrâil aleyhisselâm bu âyetleri bu kelimelerle ve bu harflerle okumuş, Muhammedaleyhisselâm da mübârek kulaklarıyla işiterek ezberlemiş ve hemen Eshâbın a (mübârekarkadaşlarına) okumuştur. Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmi, Kureyş kabîlesinin dili, lehçesi ilegönderdi. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)Kur'ân-ı kerîmi anlamak için şimdiki Arabçayı değil, Kureyş dilini (lehçesini) bilmeklâzımdır. (Taşköprüzâde)Bir mâni, bir sıkıntı olmadıkça âyet-i kerîmelere ve hadîs-i şerîflere açıkça anlaşılanmânâları vermelidir. Bunlara benzeyen başka mânâ vermek câiz değildir. Kur'ân-ı kerîm vehadîs-i şerîfler, Kureyş lügatı ve lehçesi iledir. Kelimelere Peygamber e fendimiz zamânındaHicâz'da kullanılan mânâları vermek lâzımdır. Zamanla değişip bugün kullanılan mânâlarıvererek tercüme yapmak doğru değildir. (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)