ÂRİF
ÂRİF
(Glossaire islamique) :
Bilen, tanıyan, ilim ve irfân sâhibi.1. Allahü teâlânın rızâsını kazanmış, O'ndan başkasının sevgisini kalbinden çıkarmış,tasavvufta yetişip, kemâle ermiş velî zât. Ârif-i billah da denir.Her şeyin kaynağı vardır. Takvânın (Allahü teâlâdan korkarak haramlardan, günâhlardansakınmanın) kaynağı âriflerin kalbleridir. (Hadîs-i şerîf-Künûz-ül-Hakâik)Ârif olan kimsenin alâmeti; susması, tefekkürü (Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünmesi),gördüklerinden ibret (ders) alması ve Allahü teâlânın râzı olduğu (beğendiği) şeyleriistemesidir. (S üleymân bin Cezâ))Resûlullah efendimizin sünnetini terk edeni ve O'ndan gelen edebleri gözetmekte gevşeklikgöstereni ârif zannetme. (Cüneyd-i Bağdâdî)Ârif boş yere konuşmaz. Devamlı Allahü teâlânın rızâsını kazanmayı düşünür. (Bâyezîd-iBistâmî)Âriflerin kalbleri Hak teâlânın azâmet ve kibriyâsına (büyüklük ve ululuğuna) hayrandır.(İmâm-ı Rabbânî)Ârif kendini herkesten aşağı bilir. (İmâm-ı Rabbânî)2. Mütehassıs olduğu ilmi, zorlanmadan tatbik eden, kullanabilen kimse.Âlim ile ârif arasında fark vardır. Meselâ Arabî nahv ilminin, dil bilgisinin küllî kâidelerinibilen, bu ilmin âlimidir. Fakat bu bilgiyi yerinde zorlanmadan kullanabilen ise âriftir. (SeyyidAbdülhakîm Arvâsî)
Kutb-ı Ârifîn
(Glossaire islamique) :
Ârif denilen evliyânın başı, en büyüğü, yüksek ilimler sâhibi.Kutb-ı ârifin Zünnûn-i Mısrî rahmetullahi aleyh şöyle buyurdu: "Her âzânın bir tövbesivardır: Kalbin tövbesi, mâsiyeti (günâhı) terk etme husûsunda uyanık olmasıdır. Gözüntövbesi, haramlara bakmamasıdır; elin tövbesi, kendisinin olmayan şeyi almama sı; kulağıntövbesi, bâtıl (boş, yanlış ve bozuk, kötü) şeyleri dinlememesi; karnın tövbesi, helal yemesi;avret mahallinin tövbesi, kötü işlerden, zinâdan uzak durmadır.
MA'RİFET (Mârifet)
(Glossaire islamique) :
Bilme, tanıma, gönülle bilme. Allahü teâlânın sıfatlarını ve isimlerini hakkıyla bilme, tanıma.Ma'rifetullah.Mârifetin hakîkati, Allahü teâlâyı kalb ile sevmek, dil ile anmak, O'ndan başka her şeydenümidini kesmektir. (Ahmed bin Hadreveyh)Ma'rifet sâhibi dünyâya değer vermez; nefse âit düşünceleri kesilir, yok olur. Ma'rifetinalâmetlerinden biri, ma'rifet sâhibinde Allahü teâlâ tarafından bir heybetin meydana gelmesidir.Ma'rifeti artanın heybeti de artar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)Mârifet, her durumda kulun, Allahü teâlânın verdiği nîmetlere şükretmede, âciz kaldığını,genç ve kuvvetli zamanlarında zayıf olduğunu bilmesiyle ele geçer. (Ebû Hasan bin Saî)Ma'rifet ve Allahü teâlâya yakın olma hâli, farzları edâ etmekle ve sünnet-i seniyyeye tâbiolmakla ele geçer. (Ebü'l-Kâsım Nasrâbâdî)İnsanın izzeti, îmân ve ma'rifet iledir. Mal ve mevki ile değildir. (Muhammed Ma'sûm)
MEÂRİF
(Glossaire islamique) :
Kalb bilgileri. Çokluk şekli ma'rifet'tir. (Bkz. Ma'rifet)