Îmân-ı Kâmil
Îmân-ı Kâmil
(Islamic Glossary) :
Olgun îmân. Mü'minlerin ibâdet ederek Allahü teâlânın emirlerini yapıp, haramlardankaçınmak sûretiyle, parlayan, kuvvetli ve olgun îmânı. En üstün derecedeki îmân.Bir kimse kendi istediğini din kardeşi için de istemedikçe, îmânı kâmil olmaz. (Hadîs-işerîf-Ey Oğul İlmihâli)Îmânın kâmil (olgun) veya noksan olması, ibâdetlerin çok ve az olması demektir. İbâdetçok olunca, îmân-ı kâmile kavuşuldu denir. (Ebû Hanîfe)İbâdetleri, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmakla îmân cilâlanır, nûrlanır, parlar, yâniîmân-ı kâmil olur. Haram işleyince bulanır. O hâlde çoğalmak ve azalmak, amellerden, işlerdendolayı îmânın cilâsındadır. Kendisinde değildir. Bâzıları cilâ lı, parlak îmâna çok dedi ve parlakolmayan îmândan daha çoktur dedi. Bir hadîs-i şerîfte; "Ebû Bekr-i Sıddîk'in îmânı buümmetin hepsinin toplamından daha ağırdır" buyruldu. Bu da îmânın nûru parlaklığıbakımındandır. Fazlalık aslda, özde değil, sıfatlardadır. (İmâm-ı Rabbânî)Îmân-ı kâmil sâhibi; güzel ahlâklı ve ev halkına lütfu, ihsânı, şefkati çok olan kimsedir.(İmâm-ı Rabbânî)