Port-Ruvayal Okulu.


Resultados para "Port-Ruvayal Okulu."

Diccionario filosófico

Port-Ruvayal Okulu.

(Diccionario filosófico) :
XIII. yüzyılın başında Fransa'da Chevreuse vadisinde kadınlar manastırı olarak kurulan Port-Ruvayal (Fr. Port-Royal) manastırı, sonraları Augustinusçuluğun ve Dekartçılığın merkezi olmuştur. Cornelis Jansenius (1585-1638), Saint Cyran (1581-1643), Antoine Arnauld (1612-1694), Pierre Nicole (1625-1695), Blaise Pascal (1623-1662) gibi dinci düşünürler Port-Ruvayal okulu adı altında toplanırlar. Okul, dinsel açıdan Cizvetlere karşıdır ve şu iki ilkeye dayanır: Önceden takdir (Fr. La predestination), Tanrısal bağış (Fr. La grâce prevenante)... Cornelis Jansenius'un Jansenizmi, Paris yakınındaki bu manastırda oluşmuştur. Jensenizm, insanın kötülüklerle yüklü bir yaratık olduğunu ve ne etse bu pisliğinden arınamayacağını, oturup Tanrı'dan bağışını beklemesi gerektiğini ileri sürer. İnsanın bu bozukluğu önceden takdir edilmiştir ve bağış, istenmeden gelecektir. Bu tutum, Cİzvitlerin dinle ldünyayı uzlaştırmaya çalışan usçu tutumlarına karşıt, aşırı metafizik bir tutumdur ve bütün Port-Ruvayal mantığını meydana getirmişlerdir. Antoine Arnauld, ayrıca, Descartes incelemeleri ve eleştirmeleriyle de tanınmıştır... Port-Ruvayal okulu düşünürleri arasında en ilgi çekici olanı Blaise Pascal'dır. Çocuk denecek bir yaşta oluşmuş bir matematik dehası olan Pascal'e göre us, tam ve yetkin gerçeğe varamaz. Us ülkesinin sınırlarının bittiği yerde gönül ülkesi başlar. Erdem, Tanrıya bağlanan ve Tanrının bağışını bekleyen temiz bir yüreğin tutumudur. Ustan gelen bilgilerin ötesinde sezgiden gelen bilgiler vardır ki önemli olan da bu bilgilerdir. En üstün iyi, hiç bir küçülme ve kıskançlık duymaksızın herkesin birden olabilen'dir. Buysa Tanrı'dır. Tanrının varlığı, kanıtların sayısını artırmakla değil, tutkuların sayısını azaltarak inan'a (iman) varmakla tanıtlanabilir. Usumuzla kavrayamayacağımız şu sonsuz evren, Tanrının büyük gücünü göstermektedir. Bilaise Pascal, Din Üstüne Düşünceler adlı ünlü yapıtında insanlara şöyle seslenmektedir: Ey gerçeği yalnız usun ışığıyle aramaya kalkışan insanlar, sonunuz ne olacak? Ne siz bu felsefelerden geçebiliyorsunuz, ne de onlar size gereken karşılığı verebiliyorlar. Öyleyse, ey kendini beğenmiş insan, kendi benliğinin senin için nasıl bir aykırılık olduğunu bil. Ey becereksiz us, zavallılığını anla. Ey budala doğa, sus. Tümünüz, gerçek değerinizin ne olduğunu Tanrımızdan öğreniniz... Blaise Pascal bu tutumuyle, giderilemeyen bilgi tutkusunun nasıl inana dönüştüğünün en uygun örneğidir. İnancılık (fideizm), Port-Ruvayal okulunun ayırıcı niteliğidir. Aristoteles mantığının son büyük yapıtı, Fransa'da Port-Ruvayal manastırında toplanan Dekartçı düşünürlerden Antoine Arnauld'yla Pierre Nicole'ün genç Chevreuse dükünün eğitimi için hazırladıkları Port-Royal Mantığı ya da Düşünme Sanatı (Fr. Logique de Port-Royal ou Art de Penser, 1662)dır. Arnauld ve Nicole, bu yapıtlarında, Bacon-Descartes anlayışıyle Aristoteles mantığını uzlaştırmak istemişlerdir. Yapıt, dört bölümdür. Birinci bölümde düşünceler, ikinci bölümde yargılar, üçüncü bölümde uslamlama, dördüncü bölümde de yöntem incelenmiştir. Şöyle derler: "Mantık, nesnelerin bilinmesinde ve tanınmasında aklı iyi kullanma sanatıdır. Bu sanat, insan zihninin kendiliğinden gerçekleştirdiği dört temel işlem üstünde düşünmekten meydana gelmiştir. Bu dört temel lişlem şunlardır: Kavramak, yargılamak, uslamlamak, düzenlemek. lÖrneğin güneşi görüp tanımakla onu kavrarız, bu işlemde yargılanmaz ve uslamlanmaz nesnelerin biçimleri üstünde yaptığımız bu kavramaya 'düşünce' denir. Yargılanmak, zihnin kavradığı çeşitli düşünceleri birbirleriyle karşılaştırarak olumlamak ya da yadsımaktır. Örneğin dünya ve yuvarlak düşüncelerini kavradıktan sonra dünyanın yuvarlak olduğunu ya olumlar, ya da yadsırız ve böylelikle yargılamış oluruz. Uslamlamak, yargılarımızı karşılaştırarak bunlardan yeni yargılar çıkarmaktır. Örneğin gerçek erdem Tanrıdadır yargısıyle lTanrıtanımazların erdeminin Tanrı erdemiyle hiç bir ilgisi yoktur yargısını karşılaştırır ve bundan 'öyleyse Tanrıtanımazların erdemi gerçek erdem değildir' yargısını uslamlarız. Düzenlemek, çeşitli yargı ve uslamlamalarımızı en iyi anlatacak biçimde sıraya koymaktır. Örneğin insan bedeni üstünde vardığımız yargı ve uslamlamaları, onu en iyi anlatacak biçimde sıralarız. Mantık sanatının bütün bu işlemler için gereği yoktur, çünkü insan zihni bu işlemleri kendiliğinden yapar. Mantık, doğanın bize yaptırdığı bu işlemler üstünde düşünmektir ki zihnin bu çalışması sırasında düşebileceği yanılgıları gösterir, zihnin işleyişini daha iyi tanıtır, bu işleyiş üstünde dikkatli olmamızı sağlar". Tümden gelim mantığı, Port-Ruvayalcıların elinde bütün ayrıntılarıyle işlenmiştir ve dünyanın metafizik yöntemle düşünen bölümünde hâlâ geçerlidir. bkz. Dekartçılık, Ogüstinusçuluk, Jansenizm, İnancılık, Mantık.