Evrendoğim.
Evrendoğim.
(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. Kiyaniyyat, Fr. Cosmoğonie, Al. Kosmogonie, İng. Cosmogony, İt. Cosmogonia). Evrenin oluşumunu açıklayan kuram... Evrenin doğuşunu açıklamaya çalışan ilk varsayımlar, antik çağ Yunan düşüncesinde tbeogonia (Tr. Tanrıdoğum ) larla karışıktır. İlk Yunan düşünürleri tanrıların doğumu üstünde düşünürlerken evrenin doğumunu da dilegetiriyorlardı. Örneğin Homeros "Okeanos'turtanrıların babası ve nası" der. Thales de bundan "ilk eneden şudur" diyerek bir evrendoğum varsayımı çıkarır. ilk düşüncelere göre evrenin doğuşuyle tanrıların doğuşu aynı şeydir, Aristoteles bu yüzden ilk düşünürlere ilk ibeologlar adını vermiştir. Birçok ulusların mitolojilerinde evrenin doğumu üstüne çeşitli düşünceler saptanmıştır. ancak bu konudaki yazılı metinlerin ilki Hesiodus'un Tbeogonia'sıdır. (İ.Ö. 700 yılları). Hesiodos'a göre önce boşluk ve gece vardır: "Gerçekte khaos'tu en önce meydana gelen, sonra da -Geniş gögüslü toprak, her şeyin daima sağlam durağı- Ve Eros, en güzeli olan ölümsüz tanrıların-Khaos'tan da Erehos (karanlık(la kara gece meydana geldiler. Geceden de aither (aydınlık) ve gün ortaya çıktı. Bunları o sevişerek birleştiği Erebos'tan gebe kalıp doğurdu" (Walther Kranz, Antik Felsefe, Suat Yakup Baydur' un çok değerli çevirisinden, s. 16). Görüldüğü gibi, bu ilk düşüncelerde evren Tanrıya da tanrılar tarafından yaratılmış değildir; tersine, tanrılar da evrenle birlikte doğmuşlardır. Tanrılar, birlikte doğdukları bu evren içinde pek uzun bir süre, sadece buyuran olarak kalacaklardır. Hesiodos'tan sonraki kosmogonia'lar mitolojik şarkıcı Orpheus'a bağlanan orphik kosmogonialar'dır ve dünya yumurtası tasarımıyle doğu uluslarından izler taşımaktadırlar. Başlangıç bir ejderhaymış, kocaman bir yumurta yumurtlamış. Yumurta, ejderhanın altında ezilerek ikiye bölünmüş; ist yarısı gök, alt yarısı da toprak olmuş. İ.Ö.550 yıllarında yaşayan, Pitagoras'ın öğretmeni Syros'lu Ferekides'in Theogonia'sı da "Zeus'la Khronos (zaman-tanrı) vardı daima" diyor. Bu ilk düşüncelerden yüzyıllarca sonra Leibniz, Descartes, Kant, Laplace vb. gibi birçok düşünürler evrenin doğumu üstünde düşünmüşlerdir. Tinselcilere göre evren, özdek olmayan bir etkenin yoğunlaşmasından; özdekçilere göreyse özdeksel bir atomun deviminden meydana gelmiştir. Bu konudaki en son varsayımların en ilginçleri Lemaitre'in, Gamow'un ve Tolman'ın kuramlarıdır. Belçika'lı evrenbilimci Abbe Lemaitre'e göre evren, büyük bir atomun patlamasıyle başlamıştır. George Gamow'e göre evren, başlangıçta, tasarımdışı bir sıcaklıkta hiç bir molekül ve atom yoktu. Kozmik kitle açılmaya başladıkça soğudu ve ısı bir milyar dereceye düşünce nötron ve protonlar yoğunlaştılar, böylelikle atomlar meydana geldi. Dr. R.C. Tolman'a göre evren, yürek gibi çarpan, açılıp kapanan bir balondur. Açılıp kapama evreleri sonsuz olarak birbirini izlemektedir. Bu açılıp kapanışı evrendeki özdek niceliğindeki değişiklikler sağlar. Tolman'ın bu kuramı Elinstein'ın tanıtlediği gerçeklere dayanmaktadır. Evrenin eğrisi, içinde bulunan özdeğe bağlıdır ve evrendeki özdek niceliğinin sürekli olarak değiştiği doğrudur. Ne var ki bu kurama termodinamiğin ikinci yasasıyle karşı çıkılmakta ve doğa deviminin dönüşsüz olduğu ileri sürülmektedir. Daha açık bir deyişle, doğada hiç bir şey geriye dönmez ve doğa sadece bir yönde işlemektedir. Böyle olunca da açılmakta olan kapanmayacak ya da kapanmaktaysa bir daha açılmayacaktır. Buysa, evrensel evrimin işlediği yönde gerçekleşeceğini göstermektedir. bkz. Evren, Evrenbilim, Evrim,