KLASİK EKOL
KLASİK EKOL
(Diccionario de Economía) :
1776dan 19. yüzyıl ortalarına kadar iktisat dünyasına hakim olan iktisat görüşü. Başlıca temsilcileri Adam Smith, David Ricardo, Thomas Malthus, Robert Torrens, Jean-Baptiste-Say, Frederic Bastiat, Nassau Senior, John Stuart Mill ve John Elliot Cairnestır.Görüldüğü gibi, klasik yazarlar büyük ölçüde sanayi devrimi sırasında yazan İngiliz iktisatçılarından ve bazı Fransız iktisatçılarından oluşmaktadır. Klasik okulun başlangıç tarihi olarak alınan 1776 Adam Smithin ünlü yapıtı Ulusların Zenginliğinin yayın tarihidir.Klasik iktisatla birlikte, ilk defa olarak iktisadın bağımsız bir bilim niteliğini kazandığı söylenir.Klasik iktisadın başlıca özelliklerinden biri üç yüz yıl boyunca iktisat yazınına ve iktisat politikalarına egemen olan merkantilizme tepki oluşudur. Merkantilizm ekonomiye, yoğun devlet müdahalesine, ihracatın artırılıp ithalatın azaltılmasına, nüfus artışına, düşük ücretlere taraftar bir görüştü. Özünü dış ticaret yoluyla değerli maden biriktirilmesi oluşturuyordu. Bu devletin ve tüccarların yararına bir tercihti. Çünkü değerli maden birikimi tüccarların servetlerinin artması ile eşanlamlı idi. Bu ise, vergi yoluyla devleti de, yani kralı da güçlü kılıyordu. Bunların sağlanabilmesi için de nüfus artaşı ve düşük ücretler sayesinde kuvvetli bir ordu, dış ticarette maliyet avantajı gerekiyordu. Ordu tüccarların dış ticaretinde güvenliği sağlayacak ucuz emek ise ürünlerin satılmasında kolaylık getirecekti.Merkantilizm ulusal birliğin ve merkezi devletin kuruluşunun önem taşıdığı, tüccar sınıfının ekonomiye hakim olduğu bir dönemde, belki geçerli bir politikaydı. Ama bu süreçlerin tamamlandığı ve sanayileşmenin ön plana geçmekte olduğu bir dönemde elverişli değildi. Nitekim merkantilizme tepkinin İngilterede yoğunlaşması bir rastlantı değildir. İngiltere ilk sanayi devriminin gerçekleştiği ülkedir. Bütün dünyadan daha ucuz ve seri mal üretimine geçmekte olan İngilterenin ihtiyacı artı merkantilist politikalar değildi. İngiltere serbest ticaret istiyordu. Çünkü bu sayede dünya pazarlarında rahatça satabilecek, rahatça hammadde ihtiyacını giderebilecekti. Sanayicilerin hammadde ve işçi ihtiyacının karşılanması, satış olanaklarının sağlanması da bunu gerektiriyordu. İşte klasikler bu ihtiyacın teorisyenleridir. Dolayısıyla onları sanayi kapitalistlerinin sözcüleri olarak yorumlayanlar çoktur. Nitekim klasik iktisatçılar tahıl yasalarına ve yoksullar yasalarına da karşı çıkmışlardır. Bunlardan birincisi İngiltereye tahıl ithalini yasaklıyor, ikincisi yoksulları koruyucu ve kollayıcı hükümleri içeriyiordu. Birincisi toprak sahiplerinin lehine idi, ikincisi ise düşük ücret oluşumunu engelleyebilirdi ve bütün bunlar sonuçta karları azaltabilirdi. Oysa serbset ticaret sanayicilerin önündeki her türlü engeli kaldıracaktı. Klasik iktisatçılar bu amaçla serbest ticaretin ve ekonominin varolduğu, mal, hizmet, faktör ve para akımlarının engelsiz cereyan ettiği bir ekonominin en yüksek refah düzeyini kendiliğinden sağlayacağını göstermeye yönelmişlerdir. Klasik okul günümüzde de moneterist ve yeni klasik okulların şahsında yeniden canlanmıştır.
KLASİK EKOLE TEPKİLER
(Diccionario de Economía) :
Klasik iktisatçıların görüşleri değişik tepkilere neden olmuştur. Bu tepkiler de doğal olarak klasik iktisat teorisine dayalı politikalardan zarar gören kesim ya da ulusların temsilcilerinden gelmiştir. Klasik iktisat serbest ticareti savunmaktaydı ve bundan İngilterenin zararı değil, kazancı vardı. Çünkü İngiltere teknoloji ve verimlilikte zamanın en ileri ülkesiydi.Serbest ticaret onun işine gelmekteydi. Oysa Almanya için böyle değildi.Serbest ticaret Almanya içn daha ucuz ve bol İngiliz mallarının Alman pazarlarını rahatça işgali demekti. Nitekim klasik okula en yoğun tepkiler Almanyadan gelmiºtir. Bu tepkilerden birincisi klasiklerin yöntemine idi. Burada İngiliz klasik iktisatçılarının teorilerini oluştururken, tarihi yeterince gözönüne almadıkları savunulmuştur. Bu görüşe Alman tarihçi ekolü denmekteydi. Bir başka alman tepkisi, öncülüğünü Frederick Listin yaptığı milli iktisat doktrinidir. Burada ise, yeni gelişmekte olan sanayilerin rekabet gücü kazanana kadar kollanması ve korunması savunulmuştur.Klasik iktisadın savunduğu serbest ekonominin bir başka zararı yoksullar ve işçiler üzerinde görülmüştür. Bu tepkinin fikir düzeyinde ifadesi ise, klasik iktisada karşı önce ütopik sosyalistlerin, sonra da Marxistlerin mücadelelerinde somutlanmıştır.