Değer.
Artık-değer.
(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. Fazla-i kıymet, Fr. Plusvalue, Al. Mehrwert, İng. Surplus value). Tarihsel özdekçiliğe göre işgücünün satın alınması karşılığında ödenmemiş emekten elde edilen değer... Tarihsel özdekçiliğe göre kâr denilen anamal geliri, ödenmemiş emekten başka bir şey değildir. Çünkü her mal, yapma (sun) fiyat dalgalanmalarının birbirlerini götürerek emek-değere indirgeneceği son çözümlemede, içine sokulmuş emek miktarının belirlediği değerle satılır. İşgücünün değerini sınırlandıran emek miktarı, işgününün süresini sınırlandırmaz. Örneğin işçi, yirmi dört saatını yaşamak için ihtiyacı olan emeği birkaç saatlık çalışmasıyle öder ve kiralandığı sekiz saatın geri kalan saatlarında da artık-değer üretir. Tarihsel özdekçiliğe göre artık-değeri doğuran bu fazla süre, kâr denilen ödenmemiş emeği doğuran da artık-değerdir. Artık-değeri meydana getiren tek mal, insandır. Çalışma zamanının arttırılması ya da çalışmanın yoğunlaştırılmasıyle elde edilen artık-değere saltık artık-değer, emeğin verimini arttıran teknik yeniliklerin uygulanmasıyle elde edilen artık-değere göreli artık-değer denir. Tarihsel özdekçiliğin kurucusu, artık-değerin nasılgerçekleştiğini şöyle anlatır: "Kendisini yirmi dört saat canlı tutmak için yarım işgününün gerekli olması, emekçinin tam bir gün çalışmasına asla engel değildir. O halde, emek gücünün değiştirme değeriyle emek gücünün iş süresinde meydana getirdiği kulanma değeri de birbirinden tamamen farklıdır. Anamalcı emek gücünü satın alırken işte bu farkı göz önünde tutmuştur. Emeğin iplik ya da çizme yapmak için yararlılık özelliği sadece bir vazgeçilmez koşuldur. Çünkü değiştirme değeri oluşturabilmek için emeğin yararlı bir biçimde, kullanma değeri oluşturacak biçimde harcanması gerekir. Oysa anamalcıyı emek gücünü satın almaya götüren bu malın sahip olduğu spesifik kullanma değeridir ki bu da sadece bir değer kaynağı olmasından doğar. Anamalcının bu emek gücü malından beklediği hizmet budur. Anamalcı, bu alışverişte, mal değişimini yöneten yasalara uygun davranmaktadır. Emek gücü satıcısı, yani işçi, başkaca herhangi bir malın satıcısı gibi, malının değiştirme değerini gerçekleştirmiş ve malının kullanma değerinden ayrılmış olur. Çünkü bunlardan birini elden çıkarmadan ötekini elde edemez. Tereyağının kullanma değeri ne kadar tereyağı satıcısına ait bulunursa, emek gücünün kullanma değeri de o kadar emek gücü satıcısına aittir. Anamalcı bir günlük emek gücünün değiştirme değeri karşılığını ödemiştir, bundan ötürüdür ki emek gücünün bir günlük kullanma değeri -yani emek gücünün bir günlük harcanışı- kendisinin olmuştur. Emek gücünün bir günlük muhafaza ve bakımının sadece yarım işgününe mal olması, emek gücünün tam bir gün çalışabilmesine ve kullanımıyle bir gün boyunca kendi değerinin iki katı bir edğer oluşturmasına rağmen, alıcısı için bir talih olduğu halde satıcısı için asla haksızlık sayılmaz". bkz. Değer, Anamal, Anamalcılık, Anamalın Organik Bileşimi.
Değer.
(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. Kıymet, Fr. Valeur, Al. Wert, İng. Value, İt. Valore). Doğasal, toplumsal ve bilinçsel nesne v eolguların insanca önemini belirleyen niteliği... Ekonomi bilimi, bir değer bilimidir. Değerin ne olduğunun anlaşılması, uzun çabaları gerektirmiş ve çeşitli öğretiler doğurmuştur. İhtiyaç kuramına göre değer, karşıladığı ihtiyacın şiddetiyle belirlenir. Nedret kuramına göre değeri belirleyen bir malın az üretilişi ya da az bulunuşudur. arz ve talep kuramı, değerin, mal çokluğu ya da azlığıyle istek çokluğu ya da azlığının karşılaşmasıyle belirlendiğini ileri sürer. Fayda kuramı, değeri, bir malın işe yararlılığında bulur. Maliyet kuramı bir malın değirini başka malların değeriyle açıklar ve onu bir maliyet hesabı sayar. Marjinal (sonuç) fayda kuramı, değeri, sonuç birimin faydasıyle açıklamaya çalışır... Bunlara karşı değerin insan emeğinden doğduğunu ilkin John Lock (1632-1704) sezmiş, sonra Adam Smith (1723-1790) görmüş, daha sonra David ricardo (1772-1823) kesinlikle ortaya çıkarmış, en sonunda da Karl Markx (1818-1883) onu, gizli sanılan yasalarıyle birlikte, en ince ayrıntılarına kadar açıklamıştır. Bu açıklamaya göre, bir malın değeri, o malda billurlaşan insan emeğidir. Ekonomik değeri, ahlâksal, ruhbilimsel, sanatsal, kimyasal, matematiksel vb. değerlerle karıştırmamalıdır. Ekonomik değer, kullanmak için değil, değiştirmek için yapılan mal üretiminden doğmuş bir kavramdır. Eşdeğerli mallarda ortak olan nitelik, o malları üretmek için harcanan insan emeğinin niceliğidir. Değerlerin belirlenmesinde rol oynayan insan emeği, bireysel insan emeği değil, toplumsal ortalama insan emeğidir. bkz. Emek, Artık-değer, Değer Kuramı, Ekonomi.
Eşdeğer.
(Fəlsəfə Sözlüğü) :
(Os. Muadil, Fr. Equivalent). aynı ölçüde bulunan iki niceliğin birbirlerine karşı durumları ya da harcanana karşı elde edilenin değerce aynılığı... Birinci anlama örnek olarak matematiksil eşdeğerlilik (aynı yüzölçümünde olan iki tarla), ikinci anlama örnek olarak fiziksel eşdeğerlilik (tümüyle ısı haline gelmiş güç) gösterilebilir. Para, ekonomik değer alanında, genel eşdeğerdir.