NÜFUS TEORİLERİ
NÜFUS TEORİLERİ
(Dizionario di Economia) :
Nüfusun gelişimini ve nüfus sayısı ile milli gelir arasındaki ilişkileri açıklayan teoriler. Sadece dini ve siyasi düşüncelerle nüfus artışının gereğini ileri süren görüşler varsa da bunları birer teori saymak güçtür. Bu gibi görüşlere tarihte sık rastlanmaktadır. Örneğin Martin Luther çoğalınız yolundaki ilahi emir uyarınca ve Tanrı her kulunun rızkını verir inancıyla halka genç yaşta evlenmeyi ve çok çocuk sahibi olmayı telkin etmiş ve bu tez aşağı yukarı aynı esaslara dayanılarak diğer dinler tarafından savunulmuştur. Çeşitli yazarlar da, nüfus artışını, özellikle uyruk sayısında devletlerin kudretini, prestijini ve dünyadaki mevkiini belirleyen önemli etkeni gördükleri için istemişlerdir. Merkantilistler de aynı gruba katılabilir. Ancak bunlar büyük bir nüfusu yalnız devletin siyasi ve askeri kudretini arttırdığı için değil, aynı zamanda gelişmesine çok önem verdikleri sanayiinin bol işçi bulabilmesi için de zorunlu görmüşlerdir. Asıl nüfus teorileri, nüfus artışının ekonomik etkilerinin, ihtiyaç maddeleri üretimini de dikkate alarak araştırılmasıyla başlamıştır. Bu konuda en önemli adım, nüfus sorununu ekonomi ilminin bazı bulgularından yararlanarak incelemiş olan T.R.Malthus tarafından atılmıştır. Malthusun teorisine göre, nüfus geometrik, azalan verim kanununa tabi olan gıda maddeleri üretimi ise, aritmetik dizi ile artmaktadır. Bu nedenle nüfus sayısı gıda maddeleri arzını aşabilir. Ortaya çıkabilecek açlık ve sefaleti önlemek için nüfus artışını engelleyebilecek tedbirlerin alınması zorunludur.Malthusun teorisi önemli etkiler oluºturmuº, çeºitli tartışmalara neden olmuştur. Teorinin aleyhinde olanlar üç grupta toplanabilir:a) Sosyalistler, sefaletin nüfus çokluğundan değil, işçinin hak ettiği ücreti almasını önleyen kapitalist rejimden doğduğunu ileri sürerek Malthusa karºi çikmiºlardir. b) Başlıca temsilcisi H.Spencer olan bir ekol, eleştirilerini biyolojinin bazı bulgularına dayandırmıştır. Bu bulgulara göre, organizmanın kompleksliği, farklılığı ve hareketliliği arttıkça doğurganlık gerilemektedir. Dolayasıyla bireylerin gelişmesini ve üreme eğiliminin zayıflamasını beklemek gerekir. Nüfusun geometrik dizi ile artması söz konusu değildir. c) Malthusa karºit iktisatçilardan F. List, bir alanin kaldırabileceği nüfus sayısının, toplumun hangi gelişme basamağında bulunduğuna balı olduğunu avcılıktan hayvancılığa, hayvancılıktan tarıma, tarımdan sanayie geçilmesi ile bu sayının gittikçe arttığını ve yeni keşif ve ilerlemelerle daha da artacağını, böylece nüfus meselesinde üretim sistemi ile uygulanmakta olan teknoloji ve bunları geliştirme imkanlarını hesaba katmak gerektiğini belirmiştir.Malthusun aleyhindeki fikirleri güçlendiren en önemli nedenlerden biri 19. ve 20. yüzyılda sanayi ülkelerinde yaşanan gelişmelerin onun tezini doğrulamamasıdır. Nüfusun hızla artmasına rağmen, fert başına gelirin yükselmiş olması, gelir atmaya devam ettiği halde 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren doğurganlığın azalması, 20. yüzyılda nüfus artışının yavaşlamaya başlaması, Malthusun teorisine olan inançları da zayıflatmıştır. Bugün genellikle kabul gören Optimum Nüfus Teorisine göre her alanın kolayca verimlendirilebilecek doğal servetlerinin büyüklüğüne, tarımsal üretimin azalan verim kanununun ne derece etkisi altına girmiş olduğuna, üretim yapısına ve uygulanan teknolojiye göre belirlenen Optimum bir nüfus vardır. Her nüfus artışı, fert başına Milli Gelirin düşmemesi için yatırım yapılmasını gerektirir. İlave nüfusun istihdam edileceği işleri oluşturmak, kendi hesabına çalışacakları araçlar ve işletme sermayesi ile donatmak, ayrıca konutların sayısını artırmak, eğitim, halk sağlığı, ulaştırma gibi hizmetleri genşiletmek gerekir. Nüfus artışının ekonomik etkileri optimuma varmadan önce veya sonra gerçekleşmesine göre değişir. Optimum aşılıdıktan sonra nüfus çoğalması halinde, ilave nüfusa iş sağlayabilmek için, uygulanmakta olan üretim yöntemlerini ve teknolojiyi iyileştirerek, optimumu yükseltmek gerekir. (Ayrıca, bk. Optimum Nüfus).