Toggle navigation
İletişim
Türkçe
Türkçe
İngilizce
Almanca
Fransızca
İspanyolca
İtalyanca
Azerice
İçinde geçer
İçinde geçer
Aynen
İle başlar
İle biter
SOZLUKLER
Ara..
SOZLUKLER
×
Türkçe - Fransızca Sözlük
Fransızca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Almanca Sözlük
Almanca - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspanyolca Sözlük
İspanyolca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kürtçe Sözlük
Kürtçe - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilizce Sözlük
İngilizce - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyanca - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biyoloji Sözlüğü
Felsefe Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
Piskoloji Sözlüğü
Sosyoloji Sözlüğü
Ekonomi Sözlüğü
Tıp ve Hematoloji Sözlüğü
Çevre Sözlüğü
İsimler Sözlüğü
Denizcilik Sözlüğü
Meteoroloji Sözlüğü
Otomotiv Sanayi Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terimler Sözlüğü
Bilgisayar, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
Bitkiler Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
kısmet
"kısmet" Kelimesi için arama sonuçları
kısmet
(Türkçe - İngilizce Sözlük) :
,-ti 1. destiny, fortune, kismet. 2. chance of marriage (for a woman). K. Perhaps./If fortune wills it. i açık 1. favored by fortune, lucky. 2. (girl) who has many suitors. i açılmak 1. to have a lucky break and begin to make money. 2. (for a girl) to receive a marriage proposal. i ayağına (kadar) gelmek for fortune to come knocking at one´s door; to have an unexpected stroke of luck. ini ayağıyla tepmek to ignore a chance that comes one´s way. ini bağlamak /ın/ to use sorcery to prevent (a girl´s) marrying. i bağlanmak (for a girl) not to receive proposals of marriage. i çıkmak (for a girl) to receive a marriage proposal. kapısı the source of one´s livelihood. i kıt short on luck or success. ine mâni olmak /ın/ to prevent (someone) from marrying or making money. inde ne varsa kaşığında o çıkar. proverb No matter how hard a person tries he will get only what he is destined to have. olmak 1. to be possible, be in the cards. 2. /a/ to be allotted (someone) by fate.
kısmetli
(Türkçe - İngilizce Sözlük) :
fortunate, lucky.
kısmetsiz
(Türkçe - İngilizce Sözlük) :
1. unfortunate, unlucky. 2. (girl) who´s received no proposal of marriage, who has no suitors.
Hidden div
Son Aranan Kelimeler
kısmet
handyman
çıkmak
kozmografya
yearlong
SANAVBER
konuşkan
Arktika
yoluntu
TERS DÖNDÜREN TABAKA
aynı kapıya çıkmak
toy shop
Çok Aranan Kelimeler
ılık (192663k)
çüş (96137k)
açık (79276k)
ırmak (71223k)
İNDÎ (71109k)
naşî (58004k)
çatı (56660k)
HÂDİS (56194k)
balık (53774k)
ılım (53371k)
rêsî (53189k)
hasır (52927k)
Tüm sözlüklerde ara
Türkçe - Fransızca Sözlük
Fransızca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Almanca Sözlük
Almanca - Türkçe Sözlük
Türkçe - İspanyolca Sözlük
İspanyolca - Türkçe Sözlük
Türkçe - Kürtçe Sözlük
Kürtçe - Türkçe Sözlük
Türkçe - İngilizce Sözlük
İngilizce - Türkçe Sözlük
Türkçe - Türkçe Sözlük
İtalyanca - Türkçe Sözlük
Osmanlıca - Türkçe Sözlük
Azerice - Türkçe Sözlük
Biyoloji Sözlüğü
Felsefe Sözlüğü
Kimya Sözlüğü
Piskoloji Sözlüğü
Sosyoloji Sözlüğü
Ekonomi Sözlüğü
Tıp ve Hematoloji Sözlüğü
Çevre Sözlüğü
İsimler Sözlüğü
Denizcilik Sözlüğü
Meteoroloji Sözlüğü
Otomotiv Sanayi Sözlüğü
Rüya Tabirleri Sözlüğü
İslami Terimler Sözlüğü
Bilgisayar, İnternet Sözlüğü
Turizm Sözlüğü
Bitkiler Sözlüğü
Yemek Tarifleri Sözlüğü
Kaynakçı Sözlüğü Eng - Tr
Kaynakçı Sözlüğü Tr - Eng
Tüm sözlüklerde ara