Sendika.


"Sendika." Kelimesi için arama sonuçları

Felsefe Sözlüğü

Sendika.

(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Sendika, Fr. Syndicat, Al. Gewerkschaft, İng. Trade-union, İt. Sindicato). İşçi örgütü ve anamalcı tekelcilğin gelşmiş biçimlerinden biri... Sendika, genel anlamında, üyelerinin çıkarlarını korumak için örgenleşmiş işçi örgütüdür. Özel yasalarla yükümlü olmamak, iç hiyerarşisi bulunmamak, federatif bir birliği gerçekleştirmeye çalışmak bakımıdan ortaçağ loıncalarından (Fr. Corporation) ayrılır. Loncaların özel ylasaları vardır ve üyeleri bu yasalara uymak zorundadır, bu yasalara uymayan ve loncasının belge vermediği üye hiç bir yerde çalışamaz. Sendikanın böyle bir özelliği yloktur, sadece ortak çıkarları savunmakla yetinir. Bundan başka, loncalarda çırak, kalfa, usta hiyerarşisi ve bunların birinden ötekine geçmek için özel sınavlar vardı. Sendikada böyle bir hiyerarşi yoktur ve ustadan paket taşıyan çocuğa kadar bütün üyelerini eşit olarak içinde toplamaktadır. Loncalar başlı başına bir bütündürler ve birleşme amacı gütmezler, işçilik niteliği değil iş temeli üstüne kurulmuşlardır. Sendikalarsa işçileri birleştirmek amacını güderler ve hangi işkolunda olursa olsun bütün işçileri işçiliğin ortak çıkarları amacında toplarlar. Sendikanın amacı işçiliktir, loncanın amacı iştir... Toplumculuk dilinde sendikalar ikiye ayrılmaktadır: Devrimci sendikalar, oportünist sendikalar... Bu ayırıma göre devrimci sendikalar toplumculuk amacını güderler, oportünist sendikalarsa işçi aristokrasisi ve bürokrasisi tarafından yönetilerek ücretlerin artırılması ve iş saatlarının azaltılması gibi küçük çıkarların giderilmesiyle oyalanırlar. Bu düşünceye göre "burjuva işçi partileri ve sendikaları, bütün emperyalist ülkelerin tipik ve kaçınılmaz bir ürünüdür. Bundan böyle işçi hareketinin tarihi, ister istemez, bu iki eğilimin mücadelesinin tarihi olacaktır". Karl Marx, bu konuda Sorge'ye yazdığı 4 ağustos 1874 tarihli mektubunda şöyle demektedir: "Bütün işçi şeflerinin parlamentoya girememiş olmasına esef etmemek elde değil doğrusu. Bu çıkarcılar alayından başka türlü kurtulmanın yolu yok". Sağcı sosyalist Klaus Peter Schulz da bu konuda şunları yazmaktadır: "Bir sendikacı bana dedi ki, Almanya'da sendikacılıktan daha kârlı hiç bir iş bulunamaz. Eğer kendimi tutar da gümüş kaşıkları yürütmezsem ömrümce bu işteyim"... Sendika, özel anlamda, anamalcıtekelciliğin gelişmiş bir biçimidir. Anamalcıların birleşerek kudukları bu sendikalar, hammadde satın almak ve mallarını satmak için yararlandıkları ortak ticaret acenteleridir. Anamalcı sendika, kuruluşları, serbest rekabetin zararlarından korur ve fiyatlar üstünde diledikleri gibi oynamalarını sağlar. Üretimin az ellerde toplanıp yoğunlaşması, belli bir gelişme aşamasında, bu tekelci kuruluşları doğurmuştur. anamalcı tekelciliğin; kapitalistler birleşmesi olan sendikalardan başka, kartel, tröst ve konsorsiyum gibi daha büyük çapta örgütleri de vardır. Bu örgütler malî sermayeyi ve büyük bankaları da hizmetlerine alarak dünya pazarlarını paylaşmaktadırlar. Örneğin İngiltere'de kimya sanayiinin onda dokuzu ve azot üretiminin tamamı böyle dev bir tekelin elindedir. bkz. Lonca, Sendikacılık, Değer, Artık-Değer, Proletarya.