SEÂDET
Asr-ı Seâdet
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Mutluluk devri. Peygamber efendimizin yaşadığı mübârek, bereketli ve hayırlı devir.Zamân-ı seâdet ve vakt-i seâdet de denir.Asr-ı seâdet, zamanların en iyisidir.Sevgili Peygamberimiz; "Asırların en iyisi benimasrımdır." buyurmuştur. (İmâm-ı Rabbânî)Resûl-i ekrem efendimizin eshâbı (arkadaşları) buyurdu ki: "Sizin gözünüzde kıl kadarönem vermediğiniz öyle işleriniz var ki, asr-ı seâdette biz bunları büyük günâhlardan sayardık."(İmâm-ı Gazâlî)En mes'ûd en kazançlı kimse, dinsizliğin çoğaldığı zamanda unutulmuş sünnetlerden birinimeydana çıkaran ve yayılmış bid'atleri yok eden kimsedir. şimdi öyle bir zamandayız ki,insanların en iyisinden yâni Peygamberimizin asr-ı seâdetinden uzaklaştık ça, sünnetlerörtülmekte, yalanlar çoğaldığı için bid'atler yayılmaktadır. Bir kahraman lâzımdır ki, sünneteyardım edip, bid'atı durdursun. Bid'atı yaymak, İslâm dînini yıkmaktır. Bid'at çıkarana veişleyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslâmiyet'in yok olmasına sebep olur. (İmâm-ıRabbânî)
DENDÂN-I SEÂDET
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Peygamber efendimizin Uhud muhârebesinde şehîd olan, kırılan mübârek dişinin bir parçası.Dendân-ı seâdet, Osmanlı pâdişâhlarından Sultan Mehmed Reşâd tarafından yaptırılankıymetli taşlarla süslü altın bir muhâfazada Topkapı Sarayında saklanmaktadır. (OsmanlıTârihi Ansiklopedisi)
HIRKA-İ SEÂDET
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem, Eshâb-ı kirâmdan (Peygamberimizinarkadaşlarından), Kâ'b bin Züheyr'e, yazdığı güzel kasîdesinden dolayı hediye ettiği bu hırka,İstanbul'da Topkapı Sarayı Müzesi Hırka-i Seâdet dâiresinde diğer kuts al emânetlerle birliktemuhâfaza edilmektedir. Asırlardan beri İslâm devletleri tarafından büyük bir ihtimâmla(titizlikle) korunan Hırka-i Seâdet, Mısır'ın fethi üzerine Mekke Şerîfi tarafından diğer kutsalemânetlerle birlikte Yavuz Sultan Selîm Han'a teslim edildi. Yavuz Sultan Selîm Han'ınmukaddes emânetlerle birlikte Mısır'dan İstanbul'a getirdiği Hırka-i seâdet bir müddet Haremdâiresinde kaldı. Daha sonra Topkapı Sarayı'nda Hırka-i Seâdet dâiresi yaptırılarak oradamuhâfaza edilmeye başlandı.Peygamber efendimize âit mübârek eşyâların, bilhassa Hırka-i Seâdet'in bütünmüslümanların yanında çok büyük değeri ve özel bir yeri vardır. Osmanlılar zamânında her yılRamazan ayının on beşinci günü pâdişâhın ve diğer devlet ileri gelenlerinin katı ldığı özel birmerâsimle (törenle) özel sandukası içinde bulunan Hırka-i Seâdet ziyâret edilirdi. Öncepâdişâh, sonra işâret ettiği kimseler sıra ile Hırka-i Seâdet'e yüzlerini ve gözlerini sürereköperlerdi. Pâdişâh, üzerinde bir kıt'a yazılı bulunan tülbentleri Hırka-i Seâdet'e sürüp ziyâretegelenlere dağıtırdı. Merâsim bittikten sonra Hırka-i Seâdet sandukasını pâdişâhın kendisikilitlerdi. (Yeni Rehber Ansiklopedisi)
HİLYE-İ SEÂDET
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem görünüşü veya O'nun görünen bütünuzuvlarının şeklini, sıfatlarını, isimlerini ve güzel huylarını anlatan yazılar. Süslü levhalarüzerine yazılan bu yazılara Hilye-i şerîf de denir.Pek çok siyer kitabında Peygamberimizin Hilye-i seâdeti geniş ve açık olarak senedleri vevesîkalarıyla yazılmıştır. Peygamber efendimizin Hilye-i seâdeti kısaca şöyledir: Mübârek yüzüve bütün âzâ-i şerîfesi (organları) ve mübârek sesi, bütün insanl arın yüzlerinden, âzâlarından veseslerinden güzel idi. Mübârek yüzü bir miktâr yuvarlak idi. Neş'eli olduğu zaman mübârekyüzü ay gibi nurlanır, parlardı. Gündüz nasıl görürse gece de öyle görürdü. Önünde olanlarıgördüğü gibi, arkasında olanları da görürdü. Yana ve geriye bakacağı zaman bütün bedeni iledönüp bakardı. Mübârek gözleri büyük idi. Mübârek kirpikleri uzun idi. Mübârek gözlerindebir miktâr kırmızılık vardı. Mübârek gözlerinin karası gâyet siyâh idi. Alnı açık, kaşları ince idi.Kaşları arası açık idi. Mübârek burnu gâyet güzel olup, orta yeri bir miktâr yüksek idi. Ağzıküçük değildi. Mübârek dişleri beyaz olup, ön dişleri seyrek idi. Söz söylediği zaman sankidişleri arasından nûr çıkardı. Mübârek sözleri gâyet kolay anlaşıl ır, gönülleri alır, rûhlarıcezbederdi. Güler yüzlü olup, tebessüm ederek gülerdi. Mübârek parmakları iri idi. Mübârekkolları etli idi. Avuçlarının içi geniş idi. Bütün vücûdunun kokusu miskten güzel idi. Mübârekkolları, ayakları ve parmakları uzun idi. Mübârek karnı geniş olup, göğsü ile karnı berâber idi.Göğsü geniş idi. Çok uzun boylu olmayıp, kısa da değildi. Mübârek saçları ve sakallarının kılıçok kıvırcık ve çok düz değil yaratılıştan ondüle idi. Kırmızı ile karışık beyaz benizli olup,gâyet güzel, nûrlu ve sevimli idi. Güzel huyların hepsi Resûlullah'ta sallallahü aleyhi ve sellemtoplanmıştı. (Muhammed Sıddîk bin Saîd)
HÜCRE-İ SEÂDET
(İslami Terimler Sözlüğü) :
Medîne-i münevverede Mescid-i Nebevî içinde Peygamber efendimizin mübârekkabirlerinin bulunduğu oda. Peygamber efendimizin sağlığında burası, hanımlarından hazret-iÂişe vâlidemizin odasıydı. Peygamberimiz burada vefât etti. "Peygamberler vefât ettikleriyere defnolunurlar" hadîs-i şerîfi gereğince, buraya defnedildi.İslâm târihindeki ilk türbe olan Hücre-i Seâdet'in üzeri yeşil bir kubbeyle örtülüdür. Hücre-iseâdet, Peygamber efendimizin Medîne'deki mescidinin kıble duvarının doğu köşesine yakınolup, mihrâbda kıbleye dönen kimsenin sol tarafına düşer. Minber i se, sağ taraftadır. Hücre-iSeâdet ile minber arasına Ravda-i mütahhera (Cennet bahçesi) denir. (Eyyûb Sabri Paşa)