FÂSİD

"FÂSİD" Kelimesi için arama sonuçları

Osmanlıca - Türkçe Sözlük

CEDDE-İ FÂSİDE

 (Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Ananın anası, anneanne.
 Osmanlıca - Türkçe Sözlük

FÂSİD DAİRE

 (Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Man: A yı B ile, B yi A ile ispat etmek. Bir düşünceyi isbat etmek için isbat edilmemiş başka bir düşünceyi delil olarak kullanmak ve bunu da isbat için isbatı istenen ilk düşünceyi doğru sayıp buna delil diye kullanmak. Yani isbat edilen ile isbat edeni birbirine delil saymak olup isabetsizdir.
 Osmanlıca - Türkçe Sözlük

FÂSİD(E)

 (Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Bozguncu. * Doğru olmayan. Bozuk. Müfsid. * Yanlış olan. * Fık: Aslen sahih olup, vasfen sahih olmayan. Yani, kendi nefsinde meşru' iken gayr-i meşru' bir şeye yakınlığı sebebiyle meşru'iyyetten çıkan şeydir. İbadet hususunda fâsid ile bâtıl aynı şeydir. Meçhul bir şeyi satmak gibi. (Bak: Bâtıl)
 Osmanlıca - Türkçe Sözlük

FÂSİD-ÜL MİZAC

 (Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Ahlâkı ve iyi huyları ifsad eden.
 Osmanlıca - Türkçe Sözlük

FİKR-İ FÂSİD

 (Osmanlıca - Türkçe Sözlük) :
Bozuk fikir, fâsid fikir.
Çox Axtarılan Sözlər Turkish - French Dict. ılık (179374k) Turkish - Germany Dict. çüş (94953k) Turkish - French Dict. açık (77940k) Turkish - Turkish Dict. İNDÎ (70090k) Turkish - French Dict. ırmak (67535k) Kurdish - Turkish Dict. naşî (55766k) Turkish - French Dict. çatı (55578k) Turkish - Turkish Dict. HÂDİS (54915k) Turkish - French Dict. balık (52926k) Turkish - Germany Dict. ılım (51402k) Turkish - Germany Dict. hasır (51051k) Kurdish - Turkish Dict. rêsî (50856k)