ŞUHUD
ŞÜHUD
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
şâhidler. * Görme, şahid olma. * Müşahede etme. * Görünecek halde şekillenme.
ŞÜHUDÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Keşfe ve görmeğe dair. Görünebilir olana ait ve mensub. (Ehl-i şuhud dediğimizden maksad Evliyâullahtır. Zira velâyet sâhibi, avâmın itikad ettiği şeyleri gözle müşahede ediyor. M.N.)
TEVHİD-İ ŞUHUD
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Her nereye bakılırsa Allah'ın birliğini anlamak, hissetmek. * Görüş birliği.
Îmân-ı Şühûdî
(Islamic Glossary) :
Basîret (kalb gözü) ile müşâhede ederek, görerek olan îmân.Dünyâ durdukça ve dünyâ hayâtı ile yaşadıkça gayba inanmaktan başka çâre yoktur. Çünkübu dünyâda hakîkî îmân-ı şühûdîye kavuşmak mümkün değildir. Âhiret hayâtı başlayıp, vehmve hayâlin kuvveti kalmayınca, görerek hâsıl olan îmân-ı şühûdî kıymetli o lur. Muhammedaleyhisselâm dünyâda iken yâni mîrâc gecesinde âhiret âlemine götürülerek baş gözü ile Allahüteâlâyı görmekle şereflendiği için O'nun îmânı şühûdîdir demek güzel olur. Çünkü başkamü'minlere Cennet'te ihsân edilecek olan nîmet, O yüce Peygambere bu dünyâda nasîb oldu.(İmâm-ı Rabbânî)
ŞÜHÛD
(Islamic Glossary) :
Görme. Tasavvuf yolunda ilerleyenin kalb ve rûh ile çeşitli mertebeleri görmesi.Keşf (gizli bilgilerin açılması) ve şühûd sâhibi milyonlarca âşık, Fahr-i âlemi (sallallahüaleyhi ve sellem) ziyâret ederek, Allahü teâlânın sonsuz nîmetlerine kavuşmuşlardır. (SeyyidAbdülhakîm Arvâsî)Cezbe (çekilmek) ancak bir üst makâma olur. Daha üst makâmlara çekilmez. Şühûd daböyledir. Bir makam görülebilir. O hâlde kalb makâmında bulunup sülûk yapmadan (tasavvufyolunda ilerlemeden) cezb edilenler ancak, kalbin üstündeki rûh makâmına çekili rler. Rûhunşühûdünü şühûd-i hak bilirler. (İmâm-ı Rabbânî)