ılık
Canlılık.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Ervahiyye, Fr. Animisme, Al. Animismus, İng. Animism, İt. Animismo). Doğanın bütün varlıklarında insanınkine benzer ruhlar bulunduğu yolundaki ilkel inanç; ruhu bedenin ilk nedeni ve canlandırıcısı sayan Stahl, Ravaisson ve Bouiller'nin ayrı ayrı ileri sürdükleri öğreti... Cedlere ve doğal varlıklara tapmakla başlayan canlıcılık zamanla büyücülüğe dönüşmüştür. Ruhu bedenin ilk nedeni ve canlandırıcısı sayan öğretiler antik çağ Yunan düşünürleri Anaksimenes, Anaksagoras ve Platon'a dayanmaktadırlar. Bu anlamdaki canlıcılık, genel ruhçuluğun özel bir biçimidir. İngiliz düşünürü herbert Spencer'e göre ilkel insanlardaki canlıcılık ve ruh inançları rüyalardan doğmuştur. İlkel insan gördüğü rüyeleri bedeninden dışarı çıkan benliğinin gezip dolaşmak suretiyle elde ettiğini ve sonra tekrar bedenine girerek bu bilgileri getirdiğini varsaymıştır. Uykunun bitminde yeniden bedene giren benlik, bitmeyen uyku olan ölümde bedene hiç girmemekte ve artık sonsuza kadar ortalarda gezip dolaşmaktadır. Günümüze kadar sürüp gelmiş bulunan özdekten bağımsız ruh inancı böylelikle meydana gelmiştir. Spencer'in bu kuramına cadı kuramı (Os. hayalet nazariyesi, Fr. Ghost theory) denir. bkz. Can ve Tin, Tinselcilik.
Çağrışımcılık.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Tedâiyye, Fr. Associationnisme, Al. Associationspsychologie, İng. Associationism, İt. Assosiazionismo). Bilginin, tikellerin birbirlerini çağırarak tümelleşmesiyle meydana geldiğini ileri süren öğreti... Stuart Mill, David Hume, Herbert Spencer bu anlamda çağrışımcıdırlar. Çağrışımcılar, genel bilginin oluşmasında, düşüncelerin birbirlerini çağırmasını tek kaynak olarak görürler. İngiliz düşünürü Stuart Mill'e (1806-1873) göre, tümel yargılar, birbirlerinden ayrılmaz çağrışımlardır. Mill, buna "bitişiklik yoluyle çağrışım" adını vermektedir. Bir bölüm çağrışımcılar da düşünceler arasındaki mantıksal bağlantıları ve usun işleyişini, yanlış olarak, çağrışıma, eşdeyişle ansal özdevime indirgerler. Çağrışımcı ruhbilimciler, bütün ruhsal faliyetleri çağrışımla açıklamaya çalışırlar, bu anlayışın en yeni biçimi davranışçılık'tır. Bu ruhbilimcilerden pek çoğu çağrışımın beyin titreşimlerinden doğduğunu sanmışlardır. Gerçekte çağrışımın fizyolojik bir yapı olduğunu ve sinirler arasında kısa devreli bağlantılar kurulmakla meydana geldiğini Pavlov tanıtlamıştır. bkz. Çağrışım, Ruhbilim, Davranışçılık.
Çilecilik.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Zühdiyye, Fr. Ascetisme). Gizemciliğin iradeyi güçlendirme eğitimi... Gizemcilikte beden isteklerinin kırılması ve iradenin bu isteklere karşı güçlendirilmesi ieçin geçirilen eğitime çile adı verilir. Çileciliğin, çeşitli gizemcilik yollarında çeşitli biçimleri vardır. Çilecilik, kendini kınamak ve başkalarına kınatmak anlamında, antik çağ Yunanlılarında da uygulanmıştır. Örneğin kinik okulun töresel öğretisine uygun olarak ünlü düşünür Diogenes kendini kınamak ve başkalarına da kınatmak için fıçı içinde yatardı. Melâmî şeyhi Hamzi Balî de aynı amaçla, köpeklere atılan artık yemekleri yemiştir. Gezemcilikte çilecilik üç aşamada gerçekleşir: Bilgisizlerin çileciliği din bakımından haram sayılanlardan, bilgililerin çileciği yeterinden fazla olanlardan, ermişlerin çileciliği Allah'tan gayrı her şeyden vazgeçmektir... Dinsel alanda çoğu delilere (meczup) ermişliğin yakıştırılması, birçok çilecilerin kendilerine acı çektirmekte işi deliliğe kadar vardırmalarının sonucudur... Çileciliğin amacı, dinsel (şeriat) alanda ölümden sonra ve gizemsel (marifet) alanda yaşarken Allah'a ulaşmaktır. Melâmîler bu duruma melâmet neşesi adını verirler, Allah'la olmak neşesi içinde zevk ettikleri inancındadırlar.
Çokerekçilik.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Taaddüdü gayât, Fr. Polytelisme). Bougle'nin tek araçla birçok amaçlara erişebilme ya da tek araçla erişilebilen amaçların çokluğu öğretisi... Çokerekçilik öğretisi, Fransız düşünürü Celestin Bougle (1870-1940) tarafından ortaya atılmıştır. Bougle'ye göre çokerekçilik, toplum-bilim alanında gerçekleşmektedir. Bougle çokerekçcilik (politelizm) deyimini, çokanlamlılık (polisemi) deyimine benzeterek türetmiştir.
Çokgerçekçilik.
(Felsefe Sözlüğü) :
(Os. Taaddüd-ü hakikat, Fr. Polirealisme). Aralarında ortak bir bağ bulunmayan ve her biri kendi alanında geçerli olan birçok gerçeklerin bulunduğunu ileri süren Frederic Rauh'un öğretisi... Fransız düşünürü Frederic Rauh'a (1861-1909) göre metafizik gerçek, matematik gerçek, mantıksal gerçek, töresel gerçek gibi birçok gerçekler vardır ve her biri ancak kendi alanında geçerlidir. Gerçeğe tek açıdan bakılamaz, her alanın gerçeğini kendi alanında değerlendirmek gerekir. Rauh'un bu savı, Rönesans'ın ilk yıllarında beliren çifte gerçek öğretisinin bir başka biçimidir. Çifte gerçek öğretisi sadece dinsel alanla ussal alanı ve bunların gerçeklerini birbirlerinden ayırdığı, birbirlerine hiç bir üstünlük düşünmeksizin geçerli saydığı halde Frederic Rauh alanların sayısını çoğaltmaktadır.