İMÂM


Results for "İMÂM"

Islamic Glossary

İMÂMEYN

(Islamic Glossary) :
İki imâm. İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe hazretlerinin ders ve sohbetlerinde yetişmiş olanİmâm-ı Ebû Yûsuf ile İmâm-ı Muhammed'e verilen lakab. İkisi de mezhebde müctehiddirler.Müftî ve hâkim, İmâm-ı a'zâm Ebû Hanîfe'nin sözüne uygun olarak fetvâ verir. Aradığınıonun sözlerinde açıkça bulamazsa, İmâm-ı Ebû Yûsuf'un sözünü alır. Onun sözlerinde debulamazsa, İmâm-ı Muhammed Şeybânî'nin sözünü alır. İmâmeyn'in sözü bir taraf ta, İmâm-ıa'zam'ın sözü karşı tarafta ise, müftî her iki tarafa göre fetvâ verebilir. (İbn-i Âbidîn)
Islamic Glossary

İMÂMİYYE

(Islamic Glossary) :
Şiîliğin kollarından biri.Hazret-i Ali'nin halîfe olması açıkça emr olunmuştu, Eshâb bu emri yerine getirmediği için,kafir oldu diyen, Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) vefâtından sonra hazret-iAli ve sırasıyla onun iki oğlu ile torunlarını meşrû' imâm kab ûl eden ve on iki imâma inanmayıîmânın şartlarından sayan kimselerin mensûb olduğu bozuk fırka, topluluk. Bu fırkaya, İsnâaşeriyye de denir. (Bkz. İsnâ Aşeriyye)İmâm-ı Ali'nin sözlerini, Ehl-i sünnet, İmâmiyye ve Zeydiyye fırkaları incelemiştir. Her biribaşka türlü anlamıştır. Zeydiyye ve İmâmiyye, evliyâlığı inkâr ettiler. (İmâm-ı Rabbânî)
Islamic Glossary

Mezheb İmâmı

(Islamic Glossary) :
Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan din bilgilerini, Eshâb-ıkirâmdan işiterek veya nakl ile toplayan, açıkça bildirilmemiş olanları da, kendi koyduklarıusûllere (metod) göre açıkça bildirilmiş olanlara benzeterek çıkaran derin âlim, mutlakmüctehîd. (Bkz. Müctehid)Bilinen dört mezheb imâmından başka mezheb imâmları da vardı. Fakat bunlarınmezheblerinde olanlar azala azala bugün hiç kalmadı. Eshâb-ı kirâmın hepsi derin âlim vemüctehid idi. Her biri kendi mezhebinde idi. Hepsi de mezheb imâmlarımızdan daha üst ün idi.Fakat bunların kitabları olmadığı için mezhebleri unutuldu. (Şa'rânî)
Islamic Glossary

ON İKİ İMÂM

(Islamic Glossary) :
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Ehl-i beytinden (akrabâsından) olup,tasavvufun vilâyet yolunda en yüksek derecelere ulaşmış olan on iki büyük zât. Bunlarınhepsine birden Eimme-i İsnâ aşere de denir.On iki imâm; Ali bin Ebî Tâlib, Hasen, Hüseyn, Zeyne'l-âbidîn, Muhammed Bâkır, Câfer-iSâdık, Mûsâ Kâzım, Ali Rızâ, Muhammed Cevâd Takî, Ali Nakî, Hasen Askerî Zekî veMuhammed Mehdî'dir. (Abdülazîz Dehlevî)Resûlullah'tan sallallahü aleyhi ve selem gelen feyzler (mânevî yardımlar) ve mârifetler(mânevî ilimler) hep hazret-i Ali'nin vâsıtasıyla gelir. Fâtımat-üz-Zehrâ ve hazret-i Hasen vehazret-i Hüseyn (radıyallahü teâlâ anhüm) bu makamda hazret-i Ali ile ortaktırlar. Öylesanıyorum ki, hazret-i Ali dünyâya gelmeden önce de bu makamda idi. Vefât ettikten sonra dabu yolda her velîye gelen feyzler, hidâyetler (mânevî ilimler) yine onun vâsıtası ile gelmektedir.Çünkü kendisi bu yolun en yüksek noktasında bulunuyor. Bu makâmın sâhibi odur. Hazret-iAli vefât edince ondan yayılan feyzler hazret-i Hasen ve sonra hazret-i Hüseyn vâsıtası ilegeldi. Daha sonra on iki imâmdan sağ olanları da vâsıta oldular. Bunlardan sonra gelenevliyâya feyzler bu on iki imâm vâsıtasıyla geldi. Abdülkâdir-i Geylânî velî oluncaya kadar hepböyle idi. (İmâm-ı Rabbânî)Ehl-i beyti seven ve on iki imâmın yolunda olanlar Ehl-i sünnettir (Peygamber efendimizinve Eshâbının yolundadır). Doğru yoldan ayrılanlar, on iki imâmı sevme adı altında on ikiimâma iftirâ edip haklarında kötü sözler sarf etmektedirler. Doğru yold aki İslâm âlimleri hiçbirzaman on iki imâm hakkında iftirâda bulunmamışlar, bilhassa on iki imâmın sevgisinin, sonnefeste îmân ile gitmeye vesîle olacağını bildirmişlerdir. On iki imâmda Resûlullah efendimizinzerreleri vardır. Bunlara kıymet vermek, saygı göstermek her müslümanın vazîfesidir.(Abdülazîz Dehlevî)