İLİM


Results for "İLİM"

Philosophical Dictionary

Erekbilim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Mebhas-i gayât, Fr. Teleologie). Ereklilik kuramı, konusu erekçilik olan bilim... Şeylerin neden meydana geldiğini nedensellik yasasıyle açıklayan maddeci onlayışa karşı, şeylerin ne maksat için meydana getirildiklerini ileri süren ruhçu anlayışın ortaya attığı ereksellik, evrende böylesine bir erek güdebilecek üstün bir gücün varlığı inancından doğar. nedensellik bir deney ve gözlem sonucu, ereksellikse bir inanç sonucudur. Çağdaş bilimin -özellikle Darwin kuramı-tanıtladığı ereksellikse objektif ve bilimsel nedenlere dayananbir erekselliktir. Ruhçuluğun bir inan öğretisi olarak ileri sürdüğü erekselliği, çağdaş bilim çevreye uyma yoluyle yaşamaya çalışma yasası olarak tanımlamaktadır. Her iki anlayış arasındaki ayrılık büyüktür: Dinsel ereksellik öznel (sübjektif), bilimsel ereksellik nesneldir (objektif). Dinsel ereksellik Tanrılık planın sonucudur, bilimsel ereksellik maddesel nedenselliğin sonucudur. Bilimsel ereksellikte , hayvanlardaki ve bitkilerdeki değişiklikler nedenine dayanır. Ortam değişikliğine uyma zorunluğu, ayıklanmayla (tabii ıstıfa) gerçekleşir ve soyaçekimle kuşaktan kuşağa geçerek organizmaların yapısında erekselleşir. Bu ereksellik önceden çizilmiş bir plan değil, yaşama zorunluğunun gerçekleştirdiği bir yetenektir. Bilimsel ereksellik, dış çelişme ve çatışmaların sonucu olan bir oluşma gereğidir. bkz. Erekçilik.
Philosophical Dictionary

Evrenbilim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Kevniyyat, Fr. Cosmologie, Al. Kosmologie, İng. Cosmology, İt. Cosmologia). Evreni yöneten genel yasaları araştıran bilim... Klasik felsefe evrenbilim'i metafiziğin bir bölümü saymıştır. Alman düşünürü Wolff, bu araştırma alanını, deneysel olduğu kadar metafiziksel bir alan olarak tanımlamaktadır. kant da bu açıdan ona ussal everenbilim adını vermişti. Oysa bilimsel ussallığın metafizik ussallıkla hiç bir ilgisi yoktur. Evren, kuramsal olarak Thales'ten ve bilimsel olarak Galile'den beri gittikçe daha geniş bir etkinlikle açıklanmaktadır. Newton'un evreni Galile'nin hem de Newton'un evreni Galile'nin evrenini, Einstein'ın evreni hem Galile'nin hem de Newton'un evrenini kapsamıştır. İnsan bilgisi, birbirini yalanlayarak değil, birbirini içererek genişlemektedir. Evrenbilimin amacı, Einstein'ın belirttiği gibi, en küçük sayıdaki varsayım ve belitlerden mantıksal tümdengelimle en büyük sayıda deneysel gerçekleri kapsamaktır". Bu çaba, fiziksel kavramların, gittikçe daha etkin bir biçimde, birleştirilmesi yolunda gerçekleşmektedir. Sayısız sanılan özdeksel elementler önce doksan elemente, sonra da birkaç temel parçacığa indirildi. Çeşitli ereksel güçlerin de aynı erkenin değişik biçimleri olduğu anlaşıldı. Uzay, zaman, yerçekimi, erke ve özdek olmak üzere beş niceliğe indirilen evrensel kavramlar; Einstein'ın bağıntılık kuramlarıyle özdek temelinde toplandı. Birleştirilmiş alan kuramıyle de sonsuz büyüklüklerle sonsuz küçüklüklerin aynı yasada birleştirimesine çalışıldı. bkz. Evren, Evrendoğum, İlişkinlik Kuramı.
Philosophical Dictionary

Geçici Törebilim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Muvakkat ahlâk, Fr. Morale par provision). Yöntemli şüphesi sırasında Descartes'ın benimsediği ahlâk... Fransız düşünürü Descartes, Yintem Üstüne Söylev adlı yapıtının III. bölümünde geçici bir törebilim saptar. Çünkü ona göre asıl törebilime, yöntemsel şüphenin sonunda, yavaş yavaş ve gerçekleri birbirinden çıkara çıkara varılacaktır. Oysa bu çalışmaya başlamak için ve bu çalışma sırasında yaamımızı düzenlemek için bir törebilim gerekmektedir. Bu gereksinmeden ötürü Descartes'ın saptadığı geçici törebilim kuralları şunlardır:1.Dine, yasalara, gelenek ve göreneklere, akıllı insanların uyguladıkları aşırılıktan uzak ölçülere göre yaşamak,2. İşlerimizde kanılarak varmak ve bu kanılar üstünde diremek, eşdeyişle bu kanılardan kuşkulanmamak ve bu kanıları değiştirmemek,3. Düşüncelerimizrden başka hiç bir şeyin elimizden çok kendi isteklimizideğiştirmeye ve talihten çok kendimizi yenmeye çalışmak,4. Yaptığımız işi başkalarının yaptıkları işlerle ölçerek değerlendikmek ve böylelikle kendimizi denetlemek.Descartes'ın bu törebilimi tümüyle metafizik yapıdadır ve insanın bilinçli pratiğiyle çelişir. eytişimsel özdekçiliğe göre insan, dünyayı değiştirmekle kendisini değiştirir ve dünyayı açıklamak değil, değiştimek söz konusudur. bkz. Dekartçılık, Törebilim, Praksis, Eytişim Yöntemi.
Philosophical Dictionary

İnsanbilim.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. İlm-i beşer, Fr., Al. Anthrorologie, İng. Anthropology, İt. Antropologia). İnsan bilgisi... Genel olarak insan fenomenini incelemek insanbilimin konusudur. İnsanbilim felsefesi XX. yüzyılda meydana çıkmıştır. Ama insan denilen varlık daha XVIII. yüzyılda ayrı bir inceleme konusu olmaya başlamıştı. Linne, Camper, Buffon, Blumenbach, Flourens vb. gibi bilginler insanın doğasını, anatomisini, tarihini incelemişlerdir. Sözcük, ilkin 1855 yılında Quatrefages tarafından ileri sürülmüştür. 1859 yılında da Broca bir antropoloji derneği kurarak inceleme alanı genişletti. Ama bütün bunlar insanı zoolojik bir yapı olarak ele alıyorlardı, onun asıl varlığını meydana getiren toplumsal yanını göremiyorlardı. Eytişimsel özdekçiliğe gelinceye kadar insanın gerçek varlığı belirtilememiş ve insanı insan eden temel etken açıklanamamıştır. XX. yüzyılın ilk yarısında oluşan insanbilim felsefeleri de metafizik yapılıdır ve bilimdışı varsayımlarla oyalanmaktadır. Bunların en tipik örneği olan Alman düşünürü Marx Scheler (1874-1928), ilk olarak, Frankfurt üniversitesinde verdiği derslerde insanın kendiliğini araştırmaya başladı. Ölümünden birkaç ay önce bitirdiği İnsanın Dünyadaki Yeri adlı yapıtında insanın kendiliğinde (mahiyet olarak) ne olduğunu inceledi. İnsanbilim felsefesinin konusunu şu soru açıklar: İnsan nedir ve nasıl oluşmuştur?.. Max Scheler, bu soruyu şöyle karşılamaktadır: İnsan, ne madde ne de ruhtur. Düşünce (ruh) insanla başlamıştır. insandan önce yoktu ki insanı meydana getirsin. Madde insandan önce de vardı ama, insana özgü bir şey değildir ki insanı meydana getirsin. İnsana özgü olan ve insandan başka hiç bir varlıkta bulunmayan tek şey geist'tir. Geist; aklı, ide bilincini, kendiliğindeliğe yönelen bir algıyı (mahiyet idrakini) ve iyilik, sevgi, pişmanlık, acımak, saygı gibi heyecan aktlarını kapsayan bir ilkedir. İnsanlaşma olgusunu geist sağlar. İnsanlaşma olgusu, kendi kendisini aşmayla gerçekleşmiştir. İnsan, kendisine ve dünyaya üstün olan tek varlıktır. İnsanlaşmayı sağlayan geist, evrimsel bir gelişme sonucu değildir. Evrimsel gelişme doğaya uygun bir çizgide yol alır. Oysa geist, doğayla çatışmadığı halde, doğaya karşıt bir yapıdır. Geist'le doğa, tam bir karşıtlık içinde, birbirlerini tamamlarlar. Doğayla geist arasında bir kavga değil, geist'in pek ince bir ustalıkla düzenlediği karşılıklı bir ilgi vardır. Bununla beraber geist, sessizce ve ustaca doğayı vurabilir, yenebilir, değiştirebilir. Yaratıcı ve yıkıcı güçler bilinçli bir irade tekniğine dayanırlar. İşte geist, hayvanda hiç bir zaman meydana gelemeycek olan bu şeyi, bilinçli irade tekniğini, sessizce düzenleyerek insanda meydana çıkarır. Geist, bir zekâ gücü değildir. Zekâ, geistin kapsadığı pek geniş anlamın pek küçük bir parçasıdır. Hayvansal beyin, sonsuza kadar gelişerek insan zekâsını aşsa da geist'i doğuramaz. Çünkü geist, maddesel bir gelişme değil, maddesel gelişmelerin pek özel olarak birbirlerini etkilemeleri sonunda beliren ve belirmesi pek özel koşullara bağlı bir düzen aktıdır (eylem). Geist'in bir varlıkta meydana çıkması sağlayan eylem merkezi de kişiliktir (şahsiyet). Gesit, töresel bir güç de değildir. Çünkü töresel eylemler, geist'in kapsadığı pek büyük anlamın pek küçük bir parçasıdırlar. Herhangi bir eylemin meydana gelmesi için bir enerji gerekir, geist güçsüzdür ve böylesine bir eylemi meydana getiremez. Geist, ne bir enerji meydana getirebilir ne de meydana gelmiş bir enerjiyi yok edebilir. Bu bakımdan da geist'in töresel bir eylem olabileceği düşünülemez. Geist, pek açık olarak bir madde olmadığı gibi bir ruh da değildir. Çünkü tinsel varlık, kendi kendisini gerçekleştiremez. Ruh, obje haline getirilip incelenebilir ve nitekim incelenmektedir. Ancak biz, bütün tinsel olayları geist'imizle obje haline getirebiliyoruz. Geist'imiziyse, başka bir geist'imiz olmadığından, obje haline getirip inceleyemeyiz. Geist, ruh olsaydı, bütün tinsel olaylar gibi, obje haline getirilip incelenebilirdi. Biz, geist'imizin merkezi olan kendi kişiliğimizi objeleştirip inceleyemediğimiz gibi başkalarının kişiliklerini de inceleyemeyiz. Bundan da zorunlu olarak şu sonuca varılır ki ideler (ruh), eşyadan sonra değil ancak eşyayla birlikte ve eşyanın gerçekleşmesini (objeleşmesini) sağlayan geist aktıyle meydana gelmişlerdir. Ruh, insanla birlikte meydana gelmiştir. Öyleyse evrensel bir ruh (Tanrı) düşüncesi, kendiliğinden (in adjecto) çelişik bir düşüncedir... İnsanın kendiliğini inceleyen insanbilim felsefesi Nicolai Hartman (1882-1950), Arnold, Gehlen gibi düşünürlerce geliştirilmiştir. Örneğin Alman profesörü Arnold Gehlen, ortak bir atadan geldikleri halde insanla hayvan arasında bir kendilik ayrılığı bulunduğunu ileri sürmektedir. İnsanda bir hayvanlık vardır ama insan denilen varlık bu hayvanlığını sınırını aştıktan sonra başlar. Hayvanın her organı bir çevreye uymadır, insanın hiç bir organı çevreye uyma değildir. Devekuşu step için, şempanze orman için, yapılmıştır, insansa her yerde yaşayabilir. Buz çağı hayvanlarının hepsi tüylüdür, buz çağı insanıysa tüylü değildir. İnsanın yaşamı, hayvan gibi çevreye uymakta değil çevreyi kendisine uydurmakta gerçekleşir. Beyin ve el, insanı bütün özel durumlar karşısında özgür kılmıştır. İnsan çevresinin koşullarını değiştirebilir, doğayla savaşabilir ve doğayı yenebilir. Hayvan aletsiz yaşayabildiği halde insan aletsiz yaşayamaz. Öyleyse insan, doğayla değil, kültürle bağlantı halindedir. Kültür, zekâyla değiştirilebileen bir doğa, yeniden ve insana göre yapılan bir doğadır. bkz. İnsan, İnsanbilimcilik.
Philosophical Dictionary

İnsanbilimcilik.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. İlm-i beşercilik, Fr. Anthropologisme). İnsanı kaba özdekçi ve yaşambilimsel açıdan, doğanın ber parçası olarak inceleyen öğretilerin genel adı... Alman düşünürü Ludwig Feuerbach'la Rus düşünürü Nikolay Çernişevski bu anlayışın başlıca temsilcileridir. Ayrıca Mirtov takma adıyle yazan Rus toplumbilimcisi P. Lavrov da öğretisine bu adı vermiştir. Varoluşçuluk, uygulayıcılık, Fröytçülük vb. gibi birçok idealist öğretiler insanbilimci öğeler taşırlar. Bütün bu öğretilerde insan baş gerçektir ve dünya insanının doğasından türeyen bir olgudur. bkz. İnsanbilim, Varoluşçuluk, Fröytçülük, İnsan, Özdekçilik.