İLİK
KORUMACILIK
( Dictionary of Economics) :
Dış ticarete devletin müdahale ederek yerli üreticiyi dış rekabet karşısında korumasını savunan görüşlere dayanan bir dış ticaret politikası. Serbest ticaretin karşıtı olan korumacılık tartışmalarının kökeni oldukça eski dönemlere kadar uzanır. 17. yüzyılda merkantilizm döneminde en yaygın biçimde uygulanmıştır. Bu politikanın temelindeki savlar çeşitli faktörlere dayanır. Bunların başlıcaları şöyle özetlenebilir; a) Ulusal savunma ile doğrudan ilgili olan endüstrilerin kurulması ve genişlemesi için koruma gereklidir. b) Yeni gelişen ve ileride karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak sanayi daları optimum ölçeğe ulaşıncaya kadar korunmalıdır (Bebek Sanayi Argümanı), c) Ülkede fazla üretim kapasitesinin bulunması durumunda korumacılık talebi ithal mallarından yurt içine kaydırılarak milli gelerin çoğaltan etkisiyle artmasını sağlar, istihdamı yükseltir, d) Korumacılık az gelişmiş ülkelerin bozulan dış ticaret hadlerinin düzelmesine, ithal mamüllerinin talebinin azalması ve dolayısıyla fiyatların düşmesini sağlayarak yardımcı olur. Korumacılık uygulamasının başlıca araçları; gümrük tarifeleri, kotalar ve ithalat yasaklarıdır.
MADDECİLİK
( Dictionary of Economics) :
(Bk. Materyalizm)
MARJİNAL VERİMLİLİK TEORİSİ
( Dictionary of Economics) :
neo-klasik iktisatçılar (Başlıcaları V Thünes, S. Jevons, K. Menger, J.B.Clark, L.Walras, P.H.Wicksteed) tarafından geliştirilen ve firmanın faktör talebini açıklayan teori. Teoriye göre karını maksimum kılmak isteyen firma, ilave (marjinal) bir faktörün kullanımı ile çıkartılan ürünün değerine göre davranışını ayarlar. Marjinal faktör biriminin kullanımı, faktörün firmaya maliyetinden daha fazla gelir getiriyorsa, firma faktör talebini artıracaktır. İlave faktörün maliyeti, sağladığı gelirden daha çoksa, firma faktör talebini kısar. Firma için faktör kullanımında denge noktası marjinal maliyetin (ek faktörün maliyetinin) marjinal ürün gelirine (ek faktörün sağladığı gelire) eşitlenmesi durumudur.
MEVDUAT KARŞILIKLARI
( Dictionary of Economics) :
Mevduat bankalarının topladıkları mevduatın geri ödenebilmesinin güvencesi olarak merkez bankasına yatırdıkları ya da saklı tuttukları karşılıklar. Bu ilkeyi benimseyen bankacılık sistemlerinde bankalar ancak, toplam mevduatın belirli bir oranı olarak saptanan bu karşılıkların dışında kalan mevduatları kredi ya da yatırım yoluyla gelir sağlamak üzere kullanabilirler. Mevduat karşılıklar oranı ekonomideki para arzını denetlemek amacıyla kullanılan etkili bir para politikası aracı olarak da işlev görür. Bankaların mevduat karşılığı bulundurması ilk kez ABDde yasal olarak zorunlu kılınmıştır. Türkiyede bankaların Merkez Bankasına yatırmak zorunda oldukları mevduat munzam karşılıkları oranı, Merkez Bankası Banka Meclisince Yüksek Planlama Kuruluna iletilir. Bankalar Kurulu kararı ile yürürlüğe girer. Mevduat karşılık oranları, vadeli ve vadesiz mevduat için farklı olarak belirlenebileceği gibi her iki mevduat türüne aynı oran da uygulanabilir.
OLASILIK
( Dictionary of Economics) :
Belli bir olayın gerçekleşme durumunun rakamlarla ifade edilmesi. Bazı hallerde gözönünde tutulan olay kesindir, belirsizlik durumu mevcut değildir. Örneğin güneşin akşamları batması gibi. Bu ifade olasılık hesabında 1 olarak değerlendirilir. Gerçekleşmesi mümkün olmayan olaylar ise 0 olarak değerlendirilir. Olasılık denen ölçü, kesin olma durumuyla imkansızlık durumu arasında, yani 1 ile 0 arasında yer alır. Bir başka deyişle 1 ve 0 arasında değerleri olasılığın olabileceği alt ve üst limitleri oluştururlar.