İLAHÎ
İND-İ İLÂHÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Allah'ın indinde. Allah'ın nazarında.
İRADE-İ İLÂHİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Külli irade. Allah'ın emri ve isteği.
KADER-İ İLÂHÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Allah'ın takdiri.
KAVANİN-İ İLÂHİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
İlâhî kanunlar. Şeriat. (Bak: Şeriat)
KUDRET-İ İLÂHİYE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Allah'ın kudreti.(Cenab-ı Hakk'ın kudret, ilim, iradesi; şemsin ziyâsı gibi bütün mevcudata âmm ve şâmil olup, hiçbir şeyle müvazene edilemez; Arş-ı Azama taalluk ettikleri gibi, zerrelere de taalluk ederler. Cenab-ı Hak, şems ve kameri halkettiği gibi, sineğin gözünü de O halketmiştir. Cenab-ı Hak; kâinatta vaz'ettiği yüksek mizan gibi, hurdebinî hayvanların bağırsaklarında da pek ince ve lâtif bir nizam vaz'etmiştir. Semadaki ecramı birbiriyle rabteden câzibe-i umumî kanunu gibi, cevahir-i ferdi de, yani zerratı da o kanunun bir misliyle nazmetmiştir. Sanki bu zerrat âlemi, o semavî âleme küçük bir misaldir. Hülâsa, aczin müdahalesi ile, kudret mertebeleri ayrılır. Aczi mümteni' olan kudretçe; büyük, küçük birdir.Kudret-i Ezeliye, en evvel eşyanın melekût, yani içyüzüne taalluk eder. bu yüz ise, alelumum güzel ve şeffaftır. Evet, şems ve kamerin yüzleri parlak olduğu gibi, gecenin ve bulutların da iç yüzleri ziyadardır. İ.İ.)