İKTİSA


Resultados para "İKTİSA"

Diccionario de Economía

İKTİSADİ PARADOKSLAR

(Diccionario de Economía) :
İktisatçıların yapmış oldukları tahminlerden ve teorik çıkarsamalardan gerçekte farklı durumların ve gelişmelerin olması. Örneğin, bir malın fiyatı arttığında (diğer şartlar veri iken) tüketim miktarı azalır. 1846 yılında İrlandada patates fiyatları artmasına rağmen tüketim miktarı artmıştır.
Diccionario de Economía

İKTİSADİ PREVİZYON

(Diccionario de Economía) :
Ekonominin ilerideki muhtemel gelişme seyrini ve koşullarda belirecek değişiklikleri tahmin ve değerlendirme tekniği. Tüm bilimlerde öne sürülen bir teorinin doğruluğu ve yanlılığı teori ile önerilenin gerçekle uyumlu olması gereklidir. Deney yapmanın olanaklı olduğu bilimlerde (fizik, kimya gibi) önerilerin gerçekle uyumlu loup olmadığı deneyle mümkün olabilir. Oysa iktisat gibi toplumsal bilimlerde deney yapma olanağı olmadığı içcin teoriyi üretenler iktisadi previzyon yaparlar ve yaptıkları bu tahminler zamanı geldiğinde doğru çıkarsa teori gerçekle sınanmış ve o an için doğrulanmış demektir. Bu açıdan iktisadi previzyonun iktisatta önemli bir yeri vardır.
Diccionario de Economía

İKTİSADİ REFAH

(Diccionario de Economía) :
Birey veya toplumun sahip oldukları kaynaklardaki artış veya azalışa göre değişen soyut kavram. Birey veya aile düzeyinde refah belli bir süre içinde tüketilen mal ve hizmet miktarlarıyla bu tüketimden sağlanan toplam faydayla ölçülebilir. Toplum düzeyinde refah, kişi ve ailelere bağlı olarak ölçülmektedir. İktisat bilimi, toplum içinde ve birey düzeyinde, refah dağılımının dengesizliğini düzeltmekten çok, tek bir kişinin refahını azaltmadan diğer bireylerin refahını artırmanın koşullarını araştırmaktadır.
Diccionario de Economía

İKTİSADİ SİSTEMLER

(Diccionario de Economía) :
Bir ulusal ekonomi içinde tüketim ve üretim veya mallar ve ihtiyaçlar arasındaki dengeyi en etkili biçimde gerçekleştirme iddiasında olan işlevsel bütünlük. Ortak amaç insanların sonsuz ihtiyaç ve taleplerini sınırlı olanaklarla karşılamaktır. Amaçlara ulaşabilmek için başvurulan araçlar ise, zaman ve mekan içinde değişmişlerdir.iktisadi sistemler yelpazesinin bir ucunda bireyci görüş vardır. Bu görüş, savunucularına göre toplumu meydana getiren herkes tutarlıdır. Kişisel yararlar üstüne kurulu sistemde en verimli kesimler bulunup çıkarılacak, bu da toplumun bir bütün olarak kalkınmasını sağlayacaktır. Kapitalizm adı verilen bu sistemin bugünkü örneği olarakABD gösterilebilir. Yelpazenin öteki ucunda toplum çıkarlarının kişisel çıkarlar üstünde tutulduğ sistem vardır. Orada ekonomik yaşamın örgütlenmesi, planlanması ve yürütülmesi toplumun elindedir. Birey; geçimini toplumsal bir kurumda çalışarak sağlar. Sözkonusu sistemin en son aşamasında birey, toplumsal ürüne yetenekleri oranında katılacak ve bunun karşığlında toplumsal üründen ihtiyaçları oranında payını alacaktır. Bu aşamaya gelindiği zaman komünizme de varılmış olmaktadır.Bu yelpazenin en uç noktalarına ulaşılması imkansızdır. Ancak bu noktalara yakın uygulamalar vardır. Aynı zamanda bu yelpazenin ortasında bazı biçimler de vardır ki, bunlarda toplum ve bireyin biribirleriyle ilişkileri ve birbirlerine oranları değişiktir.iktisadi sistemler, tarihsel oluşum içinde sürekli değişim göstermişlerdir. Bunda yasama organları tarafından çıkarılan kararlardan, halkın gelenek ve göreneklerinin değişimine kadar her şeyin etkisi vardır. Ekonomik kurumlar, yaratılma, yıkılma, değiştirilme ve yeniden düzenleme süreci içinde biçim değiştirirler.
Diccionario de Economía

İKTİSADİ TABLO

(Diccionario de Economía) :
Fizyokartalrın önde gelen isimlerinden olan Dr. Quesnayın bir buluşudur. Dr. Quesnay, servet gelirlerin sosyal sınıflar arasında dağılışını kanın insan vücudunda dolaşmasına benzetmiştir. İktisadi tablo, servet ve gelirlerin doğuşunu, el değiştirmesini ve harcanmasını gösteren bir dinamik makro modeldir.İktisadi tabloya göre servet ve gelirler üç sınıf arasında paylaştırılmaktadır: Toprak sahipleri, çiftçiler ve imalatçı tacirler. Toprak sahipleri kısır sınıftır. Üretimleri yoktur, toprak rantının gelirleriyle gıda maddelerini çiftçilerden, mamul eşyayı da imalatçı tacirlerden alırlar.İmalatçılar, toprak ekonomisinden sağladıkları hammadde ile mamül üretirler. Bu mamülleri çiftçilere ve toprak sahiplerine satarlar. İmalatçı tacirler yaptıkları faaliyetle elde ettikleri gelir ile harcamalarını karşılarlar ve net hasıla oluşturmazlar. Bundan dolayı bunlar kısır mesleklerdir.Çiftçiler, net hasıla oluşturucu sınıftır.Çiftçiler ürünün bir bölümünü tohumluğa ve kendi tüketimlerine ayırır, kalanı toprak sahiplerinin gıda ihtiyacını ve imalatçıların hammadde ve gıda gereksinmelerini karşılarlar. Üretimleri harcamalarının üstünde olduğu için net hasıla elde ederler. Ancak bu hasıla çiftçilerin elinde kalmamakta toprak sahiplerine intikal etmektedir.Çünkü bu net hasılayı kira ve rant bedeli olarak toprak sahibine ödemektedir.