İDRAK
İSTİDRAK
( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
Nâil olmak, ulaşmak, varmak. * Anlamak. * Gr: Bir kelimeyi, evvelki sözden neş'et eden bir tevehhümü kaldırmak için kullanmak.
ZEVİ-L İDRAK
( Ottomane - Türkisch Wörterbuch) :
İdrak sahipleri. Anlayış ve akıl ile kavrayışlı olan.
İDRÂK
( islamische Glossar) :
Bir şeyin aslını, mâhiyetini, hakîkatini bilmek, anlamak.Kur'ân-ı kerîmde, meâlen buyruldu ki:O'nu (Allahü teâlâyı) gözler (dünyâda) idrâk edemez. O ise, gözleri bilir anlar. O, ihsânsâhibi bilicidir. (En'âm sûresi: 103)İnsanı hayvandan ayıran, ilim ve idrâktir (Hâdimî)İnsanların hâlet-i rûhiyeleri (rûhî durumları) farklı oduklarından, idrâk ve fehmleri(anlamaları) da farklı olmaktadır. (İmâm-ı Gazâlî)Şükür, şükürden âciz kalındığını idrâk etmektir. (Ebû Osman Mağribî)Allahü teâlânın zâtı idrâk edilemez. Dünyâ yurdunda gözle görülmez. Kalb, O'nun varlığınıtastîk eder. Âhirette gözler O'nu görecektir. İnsanlar, Allahü teâlâyı âyet ve delîllerlebilmektedir. Kalbler O'nu tanır, fakat akıllar O'nu idrâk edemez. (Sehl bin Abdullah)
İdrâk-i Basît
( islamische Glossar) :
Tasavvuf yolcusunun kendini müşâhedede (görmede) fâni (yok) olması.
idrak
( Türkisch - Englisch Wörterbuch) :
,-ki 1. perception. 2. percipience, capacity to perceive. 3. grasp, comprehension; understanding. 4. attainment, reaching. 5. maturation, ripening. etmek 1. /ı/ to perceive. 2. /ı/ to grasp, comprehend; to understand. 3. /ı or a/ to reach, attain. 4. to mature, ripen.