ünlü


Resultados para "ünlü"

Otomana - diccionario turco

MADDİYUNLUK

(Otomana - diccionario turco) :
Maddiyunların mesleği. Maddecilik. Hiçbir müsbet delile dayanmıyan ve sadece maddeye istinad eden ve ruhâniyatı ve mâneviyatı inkâr edenlerin bâtıl akideleri.(Maddiyunluk, mânevi tâundur ki, beşere müthiş sıtmayı tutturdu; gazab-ı İlâhiye çarptırdı. Telkin ve tenkid kabiliyeti tevessü' ettikçe o tâun da tevessü' eder. M.)(Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir, göz ise, mâneviyatta kördür. M.)
Diccionario filosófico

Bütünlük.

(Diccionario filosófico) :
(Os. Külliyet, Fr. Totalite, Al. Totalitaet, İng. Totality, İt. Totalita). Parçaları birbirlerine bağlı olan birlik... alman düşünürü Immanuel Kant'ın teklikle çokluğun bireşimi, ruhbilimci Paulhan'ın ruhsal öğelerin çağrışımlarla toplaşması saydığı bütünlük, eytişimsel anlayışta evrensel bağlantı (Os. Cihanşümul irtibat, Fr. Connexion generale) olarak tanımlanır. Evren, parçaları çeşitli biçimlerde birbirine bağlı olan bir bütündür. Örneğin bir elma, elma ağacının değil, bütün bir doğanın ürünüdür. Evrensel bağımlılık, insan bilincinden bağımsız ve nesnel bir bağımlılıktır. özdeğin birliğini dilegetiren bu bütünlük anlayışı, karşılıklı etkileri içinde bilim-felsefe bütünlüğünü de gerektirmiştir. bkz. Eytişimsel Özdekçilik, Marksçılık.
Diccionario filosófico

Upuygunluk.

(Diccionario filosófico) :
(Os. Mutabakat, Fr., Al., İng. Adequation). Upuygun olanın niteliği... Lâ. Adaequatum deyimi karşılığında saptanan upuygun deyimi, tüm uygunluğu dilegetirmek bakımından Osmanlıca muvafık (Fr. Concordant), müşâbih (Fr. Conforme), münasip (Fr. Convenable) olan uygun'lardan ayırt etmek için kullanılmaktadır. bkz. Upuygun.
Diccionario filosófico

Zorunluk.

(Diccionario filosófico) :
(Os. Zaruret, Fr. Necessite, Al. Notwendigkeit, İng. Necessity, İt. Necessita). Olguların temel ve nesnel iç ilişkileri... Doğada ve toplumda zorunluk, yasalılığın sonucudur. Yasanın işlediği her yerde o yasannı gereği bir zorunluktur. Örneğin bırakılan taş yere düşyer. Düşmemezlik edemez, düşmesi zorunludur, çünkü cisimler üstünde yerçekimi yasası işlemektedir. Zorunluk ve yasa, nesne ve olguların özüdür. Bundan ötürüdür ki eytişimsel felsefede zorunluk, yasa ve öz yakın anlamlıdırlar ve temel iç ilişki'yi dilegetirirler. Her yasa, nesne v eolguların bağlı oldukları zorunluğun belirişidir. Nerede bir yasa varsa orada mutlaka bir zorunluk belirdiği gibi nerede bir zorunluk varsa orada da mutlaka bir yasa vardır. Metafizik felsefe zorunluğun karşısına bir yandan özgürlüğü koyarken öbür yandan da rastlantıyı koyar ve bunları birbirlerinden bağımsız olarak birbirleriyle karşılaştırır. Bu halde de bunlardan birinin varlığı, metafizik mantık gereğince, öbürünün yokluğunu gerektirir. Oysa zorunlukla özgürlük ve zorunlukla rastlantı birbirleriyle bağımlıdırlar, bir var olmadan öbürü de var olamaz, biri öbürüne dönüşebilir. Evren, sonsuz çeşitlilikte bir fenomenler topluluğudur. Bu fenomenler birbirleriyle bağlantı (Os. İrtibat, Fr. Connexion) halindedirler. Bu bir genel bağlantı (Os. Umumî irtibat, Fr. Connexion generale)dır ki evreni düzenli kılar. Evrendeki düzenlilik (örneğin gecelerle gündüzlerin, mevsimlerin birbirlerini izlemesi, toprağa buğday tohumu ekildiğinde mutlaka buğday üretmesi) bu genel bağlantının sonucudur. Bu bağlantı fenomenler arasında bir ilişki (Os. Rabıta, Fr. Relation)dir. ki fenomenleri birbirlerine bağımlı (Os. Tabi, Fr. Dependent) kılar. Bu bağımlılık (Os. Tabiiyyet, Fr. Dependance), bir karşılıklı bağlılaşma (Os. Alâka-i mütekabile, Fr. Correlation)dır, fenomenleri birbirleri için gerekli kılar. Ama bütün bu bağlantılar arasında bir temel (Os. Aslî, Fr. Essentielle) bağlantı vardır ki herhangi bir fenomeni asıl belirleyen, geliştiren odur; eşdeyişle o fenomen onsuz kendisi olamaz. Bir fenomenin varlaşması ve gelişmesi için temel olmayan (Tr. İkincil, Os. Tali, Fr. Secondaire -ya da- Tr. İlineksel, Os. Arızî, Fr. Accidentel -ya da- Tr. Katkın, Os. Müteferri, Fr. Accessoir) bağlantılara da ihtiyacı vardır. Örneğin yumurtanın civcileşmesi için ısı da gereklidir, ama ısı bir taş parçasını civcileştirmez. Demek ki asıl belirleyici, geliştirci, bir şey neyse o edici ilişki temel ilişki (Os. Aslî rabıta, Fr. Relation essentielle)dir. İşte fenomenlerin bu varlaştırıcı temel ilişkileri iç ilişki'lerdir ki onların öz'ünde içkindir. Bu özsel ilişki fenomenin zorunluk'udur, yasa'sıdır. Katkın dış ilişkilerse rastlantı'sal ilişkilerdir, zorunlu değildirler, çünkü olmaları mümkün olduğu gibi olmamaları da mümkündür. Ama bu rastlantısal ilişkinin herhangi bir olguda gerçekleşmemesi iç ve temel ilişkinin gerektirdiği üreme yasasını hiç bir zaman engelleyemez. Bir yumurta ısıya rastlamayabilir ve civciv çıkarmayabilir, ne var ki yumurtalar er geç ısıya kavuşurlar ve civciv çıkarırlar. İşte yasa'nın insansal düzeydeki zorunluk'u da burada belirir, insanlar yasaları bilip tanımakla o yasalara egemen olurlar, o yasalar karşısında özgürlük'e kavuşurlar. Dış ilişkileri (eşdeyişle yasanın işlemesi için gerekli koşullar), bilinçli ya da bilinçsiz olarak, meydana getirebilirler ve yok edebilirler ama yasayı meydana getiremezler ve yok edemezler. Yasaların nesnelliği ve insan iradesiyle bilincinden bağımsız oluşu da burada belirir. Böylece zorunluk da, belli koşullar içinde meydana gelmenin imkânsızlığı olarak tanımlanır. Bu imkânsızlık, evrensel nedensellik'ten doğar; her fenomenin mutlaka bir nedeni bulunduğunu bilmek, zorunluğun varlığını bilmek demektir. Bir fenomeni varlaştıran, neyse o eden zorunlu neden o fenomenin temel ve iç ilişkisidir. Bir fenomenin bu zorunluğunu bilmek ve tanımak insanı özgür kılar, çünkü bildiği ve tanıdığı nedeni insanlasl amaçlarına göre meydana getirerek ya da yok ederek o fenomeni varlaştırabilir ya da varlaşmasına engel olabilir. Örneğin insanlar yıldırımın nedenini bilmedikleri sürece yıldırım onlar için kör bir zorunluk, bir kader'di; yıldırımın nedenini öğrenmekle yıldırımsavarlar yaptılar ve yıldırım karşısında özgürleştiler. Yıldırım kendi oluşma yasasıyle zorunlu olarak düşer, ama onun bilgisini edinmek insanı bu zorunluk'tan özgürlük düzeyine geçirir. İnsanın özgürlüğünü yok eden zorunluk, nedenleri (eşdeyişle yasaları) bilinmeyen zorunluktur. bkz. Özgürlük, Rastlantı, Öz, İlişki, İlişkinlik, Nedensellik, Gerekircilik, Yasa, Üretim, Eytişimsel Özdekçilik, Eytişim Yöntemi.
Diccionario de Economía

EMEK YOĞUNLUĞU

(Diccionario de Economía) :
Belirli bir sürede daha fazla emek miktarının aynı emek gücü kullanılarak harcanması. Marxist teoride artık değer oranının artırılmasının yollarından biri olarak görülür. Bant sistemi bu amaca yönelik çabaladan biri olarak görülür. Bu sistemle emeğin hem verimliliği artırılmış, hem de yoğunluğu yükseltilmiştir. İktisat tarihçileri fabrika tipi üretim yerine geçişin de aynı nedenle açıklanabilceğini düşünmektedirler. Fabrika çalışmanın denetimini mümkün hale getirmiş böylec emek yoğunluğu artırılabilmiştir.