çocuk
ÇOCUK
( Dream Dictionary of Phrase) :
Dünyanın süsü ve neşesine, fitne ve sıkıntılarına, Kadının kucağında çocuk görmesi - çocuğu yoksa- anne olmaya, Anne ve babanın kendi çocuğunu kucağında görmesi şefkat ve merhamete, başkasının çocuğunu sevmeleri yetimleri himaye etmeye ve kimsesiz çocukllarla ilgilenmeye; Kucakta taşınacak kadar küçük çocuk görmek üzüntü ve kedere, büluğ çağına yaklaşmış çocuğu görmek müjdeye, Çocuk bazen kusura, günaha ve suç işlemeye, Okula giden bir çocuğu olduğunu görmek tövbe etmeye, Küçük bir çocuk olduğunu görmek anne tarafından mirasa kavuşmaya, Yoksulun annesinden doğmuş bir çocuk olduğunu görmesi rızka ve zenginliğe, Hasta kimsenin çocuk olduğunu görmesi vefatına, Zengin bir kimsenin çocuk olduğunu görmesi olumsuzluğa, işlerinin kemale ermemesine, Çocuğu arkasına aldığını (sırtına bindirdiğini) görmek üzüntü ve kedere, Evlenmediği halde çocuğu olduğunu görmek ilerlemeye, sıhhat, emniyet ve şerefe, Küçük çocuklar, basit ve küçük üzüntülere, Cami, sokak gibi bir yere bırakılmış olan çocuğu görmek düşmana yahut olumsuz değişikliklerin giderek, her şeyin eski haline avdet etmesine, üzüntü ve kederin gitmesine, Çocuk öldürdüğünü görmek birçok ilim elde etmeye, Birden çok oğlan çocuğu görmek mala, hanıma ve biribiri andınca çıkacak çok hayra, Küçük çocuğunun serpilerek büyüdüğünü ve adam olduğunu görmek güç ve kudrete, Erkek çocuk müjdeye, kız çocuğu rızka ve hayırlı nimete, Kesilmiş çocuk göbeği nikaha, Çocuğunu kaybettiğini görmek mahzunluktan sonra gelecek ferah ve sevince, Çocuğun başında çıban görmek onun
ÇOCUK BAKICISI
( Dream Dictionary of Phrase) :
Bakınız; Dadı.
ÇOCUK BEZİ
( Dream Dictionary of Phrase) :
Bakınız; Bez.
ERKEK ÇOCUK
( Dream Dictionary of Phrase) :
Bakınız; Çocuk.
çocuk
( Türkisch - Englisch Wörterbuch) :
1. child, infant. 2. childish. Çlar! colloq. Hey, you all! tan al haberi. proverb A child will tell the truth. aldırmak to have an abortion. arabası baby carriage, baby buggy, Brit. pram, perambulator. bahçesi 1. children´s playground. 2. playpen. bakımı child care. bezi diaper. büyütmek to bring up children. dili child´s language. doğurmak to give birth to a child. doktoru pediatrician. düşürme abortion, miscarriage. düşürmek to have an abortion. Ç Esirgeme Kurumu Society for the Protection of Children. felci polio, infantile paralysis. gibi 1. in a childish manner. 2. childlike. hastalığı children´s disease. işi a simple matter, child´s play. mahkemesi juvenile court. maması baby food. odası (children´s) nursery. olmak to become childish. u olmak /ın/ to have a child, give birth to a child. oyuncağı 1. toy. 2. child´s play; matter of no consequence. oyuncağı haline getirmek /ı/ to neglect (a project) (because one regards it as unimportant). peydahlamak (for an unmarried woman) to become pregnant. yapmak to produce a child, have a child. yetiştirmek to bring up children. yuvası nursery school. zammı child allowance.