ÜSTAD
ÜSTAD-I KÜLL
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Herkesin üstadı. Her çeşit ilimde çok ileri bilgisi olan.
ÜSTAD-ÜL BEŞER
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Beşerin bütün insanlığın üstadı, hocası, daha bilgili ve ârif. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselam.
ÜSTADANE
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Üstâda yakışır surette. Ustaca.
ÜSTADÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Üstadlık, ustalık.
ÜSTÂD
(Islamic Glossary) :
Muallim, öğretici, rehber.İnsan, yaratılışta iki taraflıdır. Ona hidâyet, üstünlük tarafını tanıtabilmek ve bunukuvvetlendirmeye çalışmasını sağlamak için muallim, bir üstâd lâzımdır. Bâzı çocuklar,nasîhatla, yumuşak sözle ve mükâfât vererek yola gelir. Bâzısı, sert ve acı sözle ve cezâvererek terbiye kabûl eder. Üstâd mâhir olup, çocuğun yaratılışının nasıl olduğunu anlamalı,ona şefkat ile tatlı veya acı te'sir ederek terbiye etmeli, yâni yetiştirmelidir. Böyle mâhir vemüşfik bir rehber olmadıkça, çocuk ilim ve ahlâk edinemez, yükselemez. Rehber yâni ilim veahlâk sunan zât, çocuğu felâketten kurtarıp, seâdete kavuşturur. (İslâm Ahlâkı)Üstâd mâhir ve müşfik, talebe de zekî ve çalışkan olursa, öğrenilmeyecek mes'ele yoktur.(Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)