ÂLÎZ


Results for "ÂLÎZ"

Dictionary of Economics

BİLİMSEL SOSYALİZM

(Dictionary of Economics) :
(Bk. Marxizm)
Dictionary of Economics

BİMMETALİZM

(Dictionary of Economics) :
(Bk. Çift Maden mikyası)
Dictionary of Economics

EMPERYALİZM

(Dictionary of Economics) :
Geniş anlamında bir ülkenin ya da bir grup insanın öteki bir ülkeyi ya da grubu hakimiyeti altına alarak ondan yarar sağlaması anlamında kulanılmaktadır. KApitalist emperyalizm dendiğinde ise, önde gelen kapitalist ülkelerin ve bunların büyük özel şirketlerinin dünyadaki az gelişmiş alanlar üzerindeki hakimiyeti anlaşılır. Marxistler ve radikallere göre kapitalist emperyalizmi oluşturan nedenler ekonomiktir.Klasikleşmiş Marxist tanımda şu ögeler yer alır: a) Sanayi sermayesinin ve banka sermayesinin birleşerek finans kapitali oluşturması, b) Sermaye ihracının artması, ve c) Askeri üretimin artmasıyla militarizmin yükselmesi. Bu şartların oluşmasıyla ileri kapitalist ülkelerin finans kapitalleri kendi devletlerince de desteklenerek emperyalizmin kaynağını oluşturmuşlardır.Bir başka tanıma göre emperyalizm kapitalist sistemin dünyanın kapitalist olmayan ya da kapitalizmin emekleme devresindeki alanlarına nüfuz etmesi ve yayılmasıdır.Bazıları ise yeni sömürgeciliği sömürgesiz emperyalizm olarak nitelemektedir. Burada yeni sömürgeciliğin, kapitalist güçlerin az gelişmiş alanlarda, bu alanlardaki doğrudan siyasal kontrolu kaybetmelerine rağmen, ekonomik hakimiyetini devam ettirme anlamına geldiği vurgulanmaktıdır.Emperyalizmin nedenleri şöyle sıralanabilir: a) Geri kalmış alanları yatırılan sermayeler rekabetin zayıflığı, emeğin ve hammaddelerin ucuzluğu gibi nedenlerle daha yüksek kar sağlarlar, b) Ülke içinde talebe göre üretimin fazla oluşu dış pazarları gerektirir, c) Az gelişmiş alanlarda kıt ve değerli hammadde kaynakları vardır, d) Bu ülkelerin ekonomik gelişmeleri, gelişmiş ülkeler tarafıdan denetlenilmek istenmektedir.Emperyalizmin girdiği ülkelerin doğal ekonomik gelişme dinamiğini çarpıttığı, bu ülkelerde gelir ve servet dağılımı eşitsizliği çıkarttığı, bu ülkelerden kaynak transfer ettiği ve bu ülkelerin ileri sanayi ülkeleri düzeyinde sanayileşmesini engellediği, genelikle kabul edilmektedir. Bir kısım yazar ise emperyalizmin az gelişmiş alanlara kapitalizmi götürerek bu ülkelerin durağan ekonomik yaşamlarına dinamizm getirdiğini, bu ülkelerde ekonomik gelişmeye ve değişmeye yol açtığını öne sürmektedirler.
Dictionary of Economics

HALK KAPİTALİZMİ

(Dictionary of Economics) :
Özellikle 20. yüzyılda sanayi şirketleri doğrudan doğruya fon toplamaya çalıştılar. Bir başka ifadeyle, tasarrufların yatırıma ve işletme sermayesine dönüşmesinde bankaların yanısıra sermaye piyasaları da önem kazanmaya başladı. Şirketler halkın tasarruflarını kendilerine çekebilmek için hisse senedi çıkararak onları şirketlerine ortak etmeye başladılar. Böyle şirketlerin bir kısım hissesi küçük parçalar halinde binlerce insana daılmış oldu. Mülkiyetin bu biçimde yayılması, kimilerinin kapitalizmin artık halk kapitalizmine dönüºmüº olduğu düşüncesine varmasına yol açmıştır. Bu terime karşı çıkanlar ise, şirketlerin yönetim ve kararlarında bu küçük hisse sahiplerinin etkili olamadığını, ayrıca bu hisselerle büyük gelirler elde edilmediğini, dolayısıyla halk kapitalizmi teriminin bir aldatmaca olduğu görüşünü öne sürmektedirler.
Dictionary of Economics

INPUT-OUTPUT ANALİZİ (Girdi-Çıktı Analizi)

(Dictionary of Economics) :
Belirli bir hacimdeki üretimi gerçekleştirmek için bir sanayiin (ya da bütün bir ekonominin) ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerin miktarı ile hedef üretim hacmi arasındaki karşılıklı ilişkilerin sistematik bir biçinde analiz edilebilmesine yarayan yöntem.Örneğin, demir-çelik sanayii ürünlerine olan talep artışının karşılanabilmesi için demir cevheri, kömür, elektrik vb, gibi demir çelik sanayiinin girdileri olan ürünlerini de artırmaları gerekir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için de sözgelimi yeni enerji santrallarının inşasına ihtiyaç vardır. Böylece talep artışı zincirleme olarak başka ürünlerin de talebini artırmaktadır.Böyle bir durumda sanayilerin karşılıklı olarak birbirlerinden ne kadar girdi kullandıklarının, ne kadar çıktı sağladıklarının bilinmesi gerekir. Bu bilgi girdi-çıktı analizi ele sağlanır. İlk kez W. Leontief tarafından geliştirilmiştir.