Toggle navigation
Contact
English
Turkish
English
German
French
Spanish
Italian
Azerbaijani
Contains
Contains
Whole word
Begins with
Ends with
Dictionary
Search
Dictionary
×
Turkish - French Dictionary
French - Turkish dictionary
Turkish - German Dictionary
German - Turkish Dictionary
Turkish - Spanish dictionary
Spanish - Turkish Dictionary
Turkish - Kurdish Dictionary
Kurdish - Turkish dictionary
Turkish - English dictionary
English - Turkish Dictionary
Turkish - Turkish dictionary
Italian - Turkish dictionary
Ottoman - Turkish Dictionary
Azerbaijani - Turkish Dictionary
Biology Glossary
Philosophical Dictionary
Chemical Dictionary,
Psychology, Dictionary
Sociological Dictionary
Dictionary of Economics
Medicine and Hematology Glossary
Environmental Glossary
Names Dictionary
Nautical Dictionary
Meteorological Glossary
Automotive Industry Glossary
Dream Dictionary of Phrase
Islamic Glossary
Computer, Internet Glossary
Tourism Glossary
Plants Glossary
Recipes Glossary
Welder Dictionary Eng - TR
Welder Dictionary TR - Eng
ÂCİZ
Results for "ÂCİZ"
NEVACİZ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Nâciz. C.) Azı dişlerinin arkasındaki altlı üstlü bulunan dişler.
VACİZ(E)
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Kısa.
ACİZ
(Dictionary of Economics) :
Vadesi gelmiş borçlarını ödeyememe durumudur. Alacaklı borçlunun borcunu ödeyemeyecek durumda olduğunu belirterek mahkemeye başvurabilir. Borçlu da, acz içinde olduğunu ileri sürerek mahkemeden iflasını isteyebilir. Bu durumda, alacaklının borçlunun iflas istemine karşı çıkması geçersizdir.
ÂCİZ
(Islamic Glossary) :
Gücü yetmeyen, güçsüz, zayıf.Allahü teâlâ her şeye kâdirdir (gücü yeter). Eğer gücü yetmezse âciz ve noksan olurdu.Âcizlik ve noksanlık Allahü teâlâ için düşünülemez. (Teftâzânî)İnsanın felâkete uğraması iki sebeptendir: Birincisi âciz olan nefsine (kendine) güvenmesi.İkincisi kendisi gibi âciz olan başka bir mahlûka güvenmesidir. (Abdülhakîm Arvâsî)En iyi kul, Allahü teâlânın karşısında şükürden âciz olduğunu bilendir. (Abdullah Harrâz)
ostracize
(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. toplum dışına itmek; dışlamak; aforoz etmek, kovmak. 2. sürmek, sürgüne göndermek.
««
«
2
3
4
5
6
7
8
9
»
»»
Hidden div
Last Searched Words
vinter
Karaman
kafalı
largely
fought
epidemiology
ŞEMSÎ
SÜMRE(T)
MUFAZZAL
BERABER MÎ-ZENEND HER ŞEY
CİZYE
Tonbandgerät
Keyword Searches
ılık (180760k)
çüş (94981k)
açık (78101k)
İNDÎ (70115k)
ırmak (67906k)
naşî (55944k)
çatı (55602k)
HÂDİS (54963k)
balık (53023k)
ılım (51555k)
hasır (51130k)
rêsî (50964k)
All Dictionaries
Turkish - French Dictionary
French - Turkish dictionary
Turkish - German Dictionary
German - Turkish Dictionary
Turkish - Spanish dictionary
Spanish - Turkish Dictionary
Turkish - Kurdish Dictionary
Kurdish - Turkish dictionary
Turkish - English dictionary
English - Turkish Dictionary
Turkish - Turkish dictionary
Italian - Turkish dictionary
Ottoman - Turkish Dictionary
Azerbaijani - Turkish Dictionary
Biology Glossary
Philosophical Dictionary
Chemical Dictionary,
Psychology, Dictionary
Sociological Dictionary
Dictionary of Economics
Medicine and Hematology Glossary
Environmental Glossary
Names Dictionary
Nautical Dictionary
Meteorological Glossary
Automotive Industry Glossary
Dream Dictionary of Phrase
Islamic Glossary
Computer, Internet Glossary
Tourism Glossary
Plants Glossary
Recipes Glossary
Welder Dictionary Eng - TR
Welder Dictionary TR - Eng
All Dictionaries