yağma
YAĞMAGERÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
f. Çapulculuk, yağmacılık.
YAĞMALI TOY [İng. Yağmalı Toy]:
(Sociological Dictionary) :
Hakanlar, hanlar, beyler gibi varlıklı kimselerin verdikleri ziyafetlerde,fakir kimseleri korumak amacıyla mallarını kendi rızalarıyla yağmalatmaları. (Bkz. Potklaç)Dede Korkut hikâyelerinde "Aç görsem dyurdum, yalınçak görsem tonatdım" die anlatılır. Kaşgarlı Mahmut bu müesseseden Kençliyü diye bahseder. İranlılar han-ı yağmayı Türktöresi sayarlar. Selçuklu ve Osmanlılarda da bu gelenek devam etmiştir. (Eröz, M. 1973) Dağıtarak paylaştırarak ve tüketerek itibar ve statü kazanılacağı kabul edilirdi.
yağma
(Turkish - English dictionary) :
looting, plundering, sacking, pillaging. etmek /ı/ to loot, plunder, sack, pillage. Hasan´ın böreği! colloq. someone or something that everybody exploits. yok. colloq. Impossible!/No way!
yağmacı
(Turkish - English dictionary) :
looter, plunderer, sacker, pillager.
yağmacılık
(Turkish - English dictionary) :
looting, plundering, sacking, pillaging.