yakın
YAKÎNEN
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Hiç şübhesiz olarak, kat'i surette.
YAKÎNÎ
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Şüphe edilmeyecek ilmî halde, hiç şeksiz bilinmeğe dair.
YAKÎNİYYÂT
(Ottoman - Dictionnaire turc) :
Yakînî bir surette bilinenler.
YAKINLAŞMA TEORİSİ
(Dictionnaire des sciences économiques) :
Kapitalist ve kollektivist sistemlerin zamanla birbirini andırır karakter gelişmesi göstereceklerini savunan teori. Teoriye göre, sanayileşme hareketi ilerledikçe, ayrı ülkelerin aynı iş kollarında çalışanlar, birbirine benzer psikolojik ve sosyal eğilimlere uymaktadırlar. Bu kimseler, olayları birbirlerine çok yakın yargı ölçüleri ile değerlendirmektedirler. Yaşayışları ve heyet felsefeleri, gittikçe yakınlaşmaktadırlar.
Ayn-el-Yakîn
(Glossaire islamique) :
1. Görerek bilme.Ekvator gibi sıcak memleketlerde yaşayan kar görmemiş bir kimsenin kitabdan okuyarakveya birisinden dinleyerek karın ne olduğunu öğrenmesi, ilm-ül-yakîn, karı görerek tanıması,ayn-el-yakîn, karı eline ve ağzına alıp tadarak tanıması hakkü'l-yakîn o lur. (Ahmed MekkîEfendi)2. Hadîs-i şerîfte bildirilen ihsân (Allahü teâlâyı görüyormuş gibi ibâdet etme) mertebesindebir ışığın kalbde parlaması. Zamanımızda tarîkata girmiş bir çok kimse, kendilerine tasavvufçusüsü vererek vahdet-i vücudu dillerine almış, bundan yüksek mertebe olmaz sanıyor.İlm-ül-yakîne saplanıp, ayn-ül-yakînden mahrum kalmışlardır. (İmam-ı Rabbânî)Ayn-ül-yakîn mertebesi ümmetin seçilmişlerine mahsûstur. (İmâm-ı Rabbânî)