tranş


Results for "tranş"

English - Turkish Dictionary

transpire

(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. ortaya çıkmak, belli olmak: It later transpired that there was no bridge at all. Hiçbir köprünün olmadığı sonradan ortaya çıktı. 2. through (su/nem) (belirli bir yerden) çıkmak; (bitki) yapraklarından buhar halinde nem vermek, terlemek: Plants transpire moisture through their leaves. Bitkiler yapraklarından buhar halinde nem çıkarır. 3. k. dili olmak, meydana gelmek, vuku bulmak.
English - Turkish Dictionary

transplant

(English - Turkish Dictionary) :
f. 1. (bitkiyi) bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek; (bitkiyi) (bir yerden) çıkarıp (başka bir yere) dikmek: Transplant these geraniums from their pots into the bed in front of the pool. Bu sardunyaları saksılarından çıkarıp havuzun önündeki tarha dik. 2. (bitki) bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak. 3. tıb. (doku/organ) nakletmek. 4. -i (bir yerden) (başka bir yere) temelli olarak götürmek: He transplanted his family to Fethiye. Ailesini temelli olarak Fethiye´ye götürdü. i. (trTMns´plTMnt) 1. tıb. (doku veya organla ilgili) nakil, transplantasyon: cornea transplant kornea nakli. kidney transplant böbrek nakli. 2. başka bir yere yerleştirilen kimse/şey.
English - Turkish Dictionary

transport 1

(English - Turkish Dictionary) :
f. (bir yerden) (başka bir yere) götürmek, taşımak, nakletmek.
English - Turkish Dictionary

transport 2

(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. ask. nakliye gemisi. 2. nakliye aracı. 3. taşıma, nakliye; taşınma, nakledilme: public transport toplu taşıma. 4. çoğ. kuvvetli bir duyguya kapılma, kendinden geçme: The news sent her into transports of joy. Haber ona göbek attırdı.
English - Turkish Dictionary

transportation

(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. taşıma, nakliye; taşınma, nakledilme. 2. nakliye aracı.