though
though
( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
bağ. 1. -diği halde, ise de; -e rağmen/karşın: Though they know he´s a fool, they still like him. Aptal olduğunu bilmelerine rağmen onu seviyorlar. 2. fakat: It´s a beautiful, though unimaginative, building. Güzel fakat özgünlükten yoksun bir bina. z. yine de, gene de, bununla beraber: That´s no excuse, though, for violence. Yine de şiddete başvurmaya bir mazeret değil. They praise him for it though. Yine de onun için kendisini övüyorlar.
thought 1
( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
f., bak. think.
thought 2
( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
i. 1. düşünme: He was lost in thought. Düşünceye dalıp gitmişti. 2. düşünce, fikir. 3. felsefe: French thought Fransız felsefesi.
thoughtful
( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
s. 1. düşünceli, anlayışlı, başkalarını düşünen, nazik. 2. düşünceli, düşünceye dalmış.
thoughtless
( Englisch - Türkisch Wörterbuch) :
s. düşüncesiz, başkalarını düşünmeyen, nezaketsiz.