strong

Results for "strong"

headstrong
(English - Turkish Dictionary) :
s. inatçı, dik başlı, bildiğini okuyan.

his strong point
(English - Turkish Dictionary) :
onun kuvvetli tarafı.

strong
(English - Turkish Dictionary) :
s. 1. kuvvetli, güçlü. 2. dayanıklı; sağlam. 3. şiddetli (rüzgâr/darbe). 4. sert (içki); koyu (kahve); demli, koyu (çay). 5. kesin (görüş); sert (söz); derinden gelen, şiddetli (duygu). 6. çok inandırıcı, kuvvetli (kanıt). 7. kesif, kuvvetli, ağır (koku). 8. (borsadaki değerler için) yüksek. 9. Belirli bir sayı için kullanılır: The army was ten thousand strong. Ordu on bin askerden ibaretti. z.

strong language
(English - Turkish Dictionary) :
küfür, ağır söz, sert dil.

strongbox
(English - Turkish Dictionary) :
i. ufak kasa.

Last Searched Words

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

English - Turkish Dict.

Computer and Internet

Medical Terms Dict.

Economy Terms Dict.

HAYAT SİGORTASI

Ottoman - Turkish Dict.

Ottoman - Turkish Dict.

Turkish - English Dict.

English - Turkish Dict.

Economy Terms Dict.

ASGARİ TARİFE

Kurdish - Turkish Dict.

bêşdar

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (178311k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (94927k)

Turkish - French Dict.

açık (77907k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (70072k)

Turkish - French Dict.

ırmak (67154k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (55744k)

Turkish - French Dict.

çatı (55569k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (54810k)

Turkish - French Dict.

balık (52874k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (51323k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (51038k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (50773k)