stream

Results for "stream"

stream
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. dere; çay. 2. sel: Streams of water ran down the steps. Sular merdivenlerden aşağı sel gibi akıyordu. People were coming and going in streams. İnsanlar akın halinde gelip gidiyordu. All I got was a stream of abuse. Bir sürü küfürden başka bir cevap alamadım. 3. (akarsuda) akıntı: They were rowing against the stream. Akıntıya karşı kürek çekiyorlardı. f. 1. akmak. 2. akın halinde gitmek, sel gibi akmak. 3. (saç/bayrak) dalgalanmak.

stream with perspiration
(English - Turkish Dictionary) :
çok terlemek.

streamer
(English - Turkish Dictionary) :
i. 1. ince uzun bayrak, flama. 2. (renkli kâğıttan yapılmış) serpantin.

the Gulf Stream
(English - Turkish Dictionary) :
golfstrim.

upstream
(English - Turkish Dictionary) :
z. 1. akıntıya karşı, akış yukarı. 2. ırmağın yukarı kısmına doğru. s. ırmağın yukarısındaki.

Last Searched Words

English - Turkish Dict.

Computer and Internet

Turkish - Germany Dict.

Vegetation Dictionary

Computer and Internet

Religious Terms Dict.

Meteorolgy Terms Dict.

TERMODİNAMİK ISKALA

Medical Terms Dict.

French -Turkish Dict.

Computer and Internet

Meteorolgy Terms Dict.

SEDEF BULUTLARIN ANASI

Philosophy Terms Dict.

Materyalizm.

Keyword Searches

Turkish - French Dict.

ılık (215405k)

Turkish - Germany Dict.

çüş (100380k)

Turkish - French Dict.

açık (83544k)

Turkish - French Dict.

ırmak (76248k)

Turkish - Turkish Dict.

İNDÎ (73404k)

Kurdish - Turkish Dict.

naşî (63210k)

Turkish - French Dict.

çatı (61128k)

Turkish - Germany Dict.

ılım (60016k)

Turkish - Turkish Dict.

HÂDİS (59062k)

Kurdish - Turkish Dict.

rêsî (58301k)

Turkish - French Dict.

balık (56999k)

Turkish - Germany Dict.

hasır (55776k)