social


Results for "social"

Sociological Dictionary

SOSYAL DİNAMİK [İng. Social Dynamics]:

(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Comte, a.)
Sociological Dictionary

SOSYAL ENDİE [İng. Social anxiety]:

(Sociological Dictionary) :
Toplum hayatında fertlerin, ferdî talep ve beklentilerinin üstüne çıkarak toplumun bütünü hakkında hissedilen endişeden pay almalarıdır.Sosyal endişe, fertlein toplumda ne ölçüde sosyalleştiklerini ve toplum üyeliğini ve ölçüde geliştirdiklerini de gösterir. Böyle bir endişe, her türlü bencilliğin yerine dayanışmacı, toplumcu bir anlayışın yerleşmesi, fert ve toplum menfaatlerinin birbirine paralel olduğunun kavranmasıdır.
Sociological Dictionary

SOSYAL EŞİTSİZLİK [İng. Social İnequality]:

(Sociological Dictionary) :
Fert ve sosyal grupların, toplum hayatında iradeleri dışında gerekli çabayı göstermelerine rağmen, çeşitli hak ve menaatleri aynı ölçüde elde edememeleridir. Sosyal eşitsizlik doğuştan ortaya çıkan biyolojik farklılıklarla karıştırılmamalıdır.Sosal eşitsizlik, fertlerin sosyal ve ekonomik nimetlerden eşit faydalanamamalarıdır. Kazanılan statüyü eğitim yoluyla elde edilen fertlerin meslekî hayatta aynı başarıya sahip olamamaları ve sosyal hareketliliğe uğrayamamalarıdır. İnsanların kabiliyet, ihtisas ve liyakatlarına göre değil de, subjektif şartlara göre muameleye tâbi tutulmaları sosyal eşitsizliklerin doğuşuna sebep olmaktadır. (Bkz. Sosyal Hareketlilik, Sosyal Statü, Fırsat Eşitliği)
Sociological Dictionary

SOSYAL GRUP [İng. Social Group]:

(Sociological Dictionary) :
Sosyal grup, birden fazla ferdin diğer fertlerle karşılıklı etkileşim iinde olduğu ve bazı ortak değerleri paylaşan bir sosyal sistemden ibarettir. (Caplow, T., 1965, Green, A.W., 1960) Sosyal grubun insan hayatında büyük önemi vardır. Bir insan sosyal bir grup içinde doğar, büyür ve ölür. İnsanın toplum içinde varlığını devam ettirebilmesi için, başkalarının desteğine ve yardımına ihtiyacı vardır. O halde, her fert birden fazla sosyal grup ile ilişki halindedir (Chinoy, E., 1965)Sosyal grup teşkilâtlı (gayrî resmî ve resmî, açık ve kapalı) veya teşkilâtsız (kalabalık,halk) olarak şekillenebilir; önemli olan grup üyelerinin karşılıklı olarak üstlendikleri roller, davranışlar ve bunların grup üyelerini büünleştirci bağıdır. Bütünleştirici bağın gerçekleebilmesi için de; grup üyelerinin birbirlerinin özelliklerini bilmeleri ve farkında olmaları gerekir.Toplumun grup bütünlüğüne kavuşabilmesi için, sosyal normlar, duygular ve dil kvvetli bir bağlayıcı rol üstlenirler.Sosyal grupların çeşitli tipleri vardır. (Jary, D.,J., 1991) (Bkz. Birincil grup, İkincil Grup, Referans Grubu, Çükar Grupları, Sosyal Kategori).Sosyal grup üyeliği doğuştan sonra sosyal ilişkiler ağı içinde kazanılan bir özelliktir. Kızıl saçlılar, esmerler, uzun boylular, erkek veya kadınlar sosyal grup oluşturmazlar. Ancak, sosyal gruplar içinde ortak fikir, eğilim ve düşüncelere göre yer alabilirler.
Sociological Dictionary

SOSYAL HAREKETLİLİK [İng. Social Mobility]:

(Sociological Dictionary) :
Sosyal hareketlilik, bir toplumda fertlerin, ailelerin ve sosyal grupların sahip oldukları bir statüden diğer bir statüye doğru olan hareketlilikleridir. (Bkz. Sosal Statü) Statü tabakalaşmasının görüldüğü toplumlarda, kast tabakalaşmasının görüldüğü toplumlarda, kast tabakalaşmasının görüldüğü toplumlara göre daha fazla hareketlilik grülmektedir. Sosyal hareketlilikte coğrafî ve meslekî hareketlilik esas alınmaktadır.Günümüzde en önemli hareketlilik aracı, eğitim ve öğretim sayılmaktadır. Fertlerin eğitim yoluyla bir meslek kazanmaları, onlara kazanılan statü yollarını açmaktadır. Yaygın şekliyle sosyal hareketlilik, meslekî hareketlilik olarak tanımlanır olmuştur. (Bottomore, T. B., 1975)Sosyal hareketlilik yatay ve dikey şekillerde ortaya çıkailmektedir. (Bkz. Yatay Hareketlilik, Dikey Hareketlilik)Bir diğer hareketlilik şekli de nesillerarası sosyal hareketliliktir. (Goodman N., Meselâ; babası küçük esnaf bir kimsenin doktor olması nesillerarası hareketliliktir.Türkiye'de iç göçler, coğrafî ve meslekî hareketlilik doğurmaktadır. Ülkemizde hem uzun, hem kısa mesafeli göçler görülmektedir. İç göçlerde kadın nüfus daha çok kısa mesafeli göçe konu olmaktadır. (Bkz. Göç) (Goldhamer, H., C. 14, 1968, Sorokin, P., 1927)