social
social
(Spanish - Turkish Dictionary) :
toplumsal
İKTİSAT SOSYOLOJİSİ [ İng. Economical Socialogy]:
(Sociological Dictionary) :
İktisat ile Sosyoloji disiplinlerini birleştiren bir özel sosyoloji dalıdır. İktisadî olayların ne ölçüde sosyal olay kapsamı dışında düşünülemeyeceğini ortaya koyar.Üretimden, mübadele, tasarruf, yatırım ve tüketime kadar iktisadî olayları etkileyen toplumlara göre değişebilen değer hükümlerini, yaşama tarzı (kültür) penceresinden görüp değerlendirir. İktisadî faaliyetler üzerinde etkili olan fakat çoğu kere rakamla ifade edilemeyen, piyasada fiatı teşekkül etmemiş "meta-ekonomik" faktörler üzerinde durur. Bunların verimlilik, kârlılık ve kaynak kullanımı zerinde tesirlerini ele alır.İktisadî faaliyetler herşeyden evvel birer sosyal ilişkidir ve Sosyolojiin perspektifnen ele alınmalıdır. Zihniyet dünyası iktisadî gelimeyi etkiler. Bu konuda Marx Weber'in "Protestant Ethic and the Spirit Capitalism" kitabı klâsik anlamda konuya ışık tutar. O'na göre, Protestan anlayışı ve yaşama tarzı ekonomik faaliyetlerin artışını sağlamıştır Her bir iktisadi sistemin kendine has bir manevi dünyası vezihniyeti vardır. ancak, her potostan ülkede iktisadî gelişmeaynı oanda da görülmemiştir.W. Sombart "Modern Kapitalizm" adlı esesinde aynı tesirden bahsetmekte, ancak bu defa Yahudilerin oynadığı role işaret etmektedir. Mehmet izzet'in "Yeni İçtimaiyat Dersleri" (1926) adlı eserinde, iktsadî ve sosyal arasındaki ilikiye temas edilmektedir. Ona göre, tarihi maddeciliği makûl bir seviyeye çekmek gerekir.Zihniyet ve tutum farklarını ele alan S. F. ülgener "Zihniyet Aydınlar ve İzm'ler" (1983) "İktisadî Çözülmenin Ahlâk ve Zihniyet Dünyası" (1981) adlı önemli eserlerinde davranış şekilleri ve manevî dünyanın tesirleri üzerinde durur. Z. F. Fındıkoğlu, A. kurtkan (Bilgiseven) ve M. Eröz de aynı noktalara temas etmişlerdir.
ÖNCEDEN SOSYALLEŞME [İng. Anticipatory Socializati
(Sociological Dictionary) :
(Bkz. Sosyalleşme)
SOSYAL BÜTÜNLEME [İng. Social Integration]:
(Sociological Dictionary) :
Sosyal bütünleme, fertlerin ve sosyal grupların dünya görüşleri arasındaki farkların toplumdaki milli kültürden asgari seviyede inhiraf (sapma) etmesidir. Sosyal gruplar arasındaki sosyal mesafenin toplumun işleyen bütünü aksatmaması haline de sosyal bütünleme denebilir.Bir baka ifade ile toplumdaki her bir sosyal grubun kendi hakkında vardığı şuurun veya şuur yoğunluğunun toplumdaki bütünleşmeyi bozmayacak seviyede olmasıdır. Sosyal bütünleşme, hem farklılaşma, hem de bütünlemeyi kapsadığından bütünleşmeyi daha ziyade cemiyet (Bkz. Cemiyet) tipi bir teşkilâtlanmada aramak daha anlamlı olabilir. Bu bakımdan, cemaat (Bkz. Cemaat) gibi yeknesak, bölümü ve ihtisaslamanın yetersiz oluğu yapılarda kendiliğinden var olan bütünleşme ile aynı değildir. Sosyal bütünleşmede farklı sınıf, tabaka,meslek, parti, menfaat grubu,baskı grubu ve benzerlerinin farklılıklarını kavramaları kadar, topluma dahil olma şuurunu hissetmeleri ile gerçekleebilir. Sosyal bütünleşme statik, zora dayalı bir denge hali değildir.O, toplumda geniş seviyeli bir mutabakatlar zemininden güç alır.Sosyal bütünleşmeye sistem bütünleşmesi veya normatif bütünlere adı da verilebilmektedir. Sosyal bütünleşme asgari müştereklerde iştirak hali ve mensubiyet şuurunun hissedilmesi gerekmektedir.Kültür, sosal bütünleşmenin çimentosudur. Kültürel anlamda bütünleşmede üç süreçten bahsedilebilir: Takdim, kabul, bütünleme. (entegrasyon)Sosyal bütünleşme, ekonomik kalkınma için temel şartlardan birisidir. Gelişme ve büyüme sosyal bütünleşme ile desteklenemiyorsa, insanlar tasada kıvançta ve kaderde bir olma, aynı millete mensup olma, aynı kültürel değerleri ve sembolleri paylaşamama halinde, bütünleşme anlamlı kılınamaz.(Chino, E., 1965, International Encyclopedia of the Social Scîences, V.7 1968, Horton, P.B. Hant, C.L., 1964,Merill and Eldridge, 1952, Caplow, T., 1965, Holton, R. J., 1992)
SOSYAL ÇÖZÜLME [İng. social Disintegration]:
(Sociological Dictionary) :
Toplumdaki sosyal gruplar arasındaki, sosyal mesafenin toplumun işleyen bütününü aksatmasıdır.Sosyal çözülme, fertlerin ve sosyal grupların dünya görüşleri arasındaki farkların milli kültürden azami seviyede sapma göstermesidir.Bir başka ifade ile, bir toplumda maddî ve manevî kültür unsurlarının anlamlı, fonksiyonel olarak sistemi işletecek tarzda birbirlerini tamamlayamamalarıdır. (Bkz. Maddî Kültür, Manevî Kültür)Sosyal çözülme bütünleme gibi bir değime halidir. Ancak, bu değişme ilerleme değil gerileme sayılır.Sosyal bütünleşme ile çözülme halini birbirine zıt değişmeler olarak anlayan durkheim, çözelmeyi "anomi" olarak da düşünmektedir. (Bkz. Durkhem, E., Anomi)Çözülmeyi doğuran faktörler arasında sosyal ilişkiler de karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü ve içten bağlılığın zayıflaması, ailenin yıpranması, anadilin nesiller arasında kültürde köprü rolünden uzaklaşması, mutabakat eksikliği, din ve mezhep anlaşmazlıkları, eğitim ve öğretimin milli olmaktan çıkıı, demokrasiye geçmemek,demokrasinin sınırsız özgürlük ve kuralsızlık olarak anlaşılması, halaydın ikilemenin şiddetlenmesi, toluma mensup olma şuurunun zayıflaması, ekonomik istikrarsızlık, can ve mal güvenliğinin zedelenmesi, hukuk devleti anlayışından sistemli sapmalar, milli eğitim ve kültürpolitikalarında belirsizlik, değişen sosyal yapıya uygun kurumlaşma yetersizliği, yeni sosyal dengelerinin kurulamaması, geleneksel yapı ile modern sektörler arasında denge ve uyum sağlanamaması.. (Erkal, M. E, 1993, Mayo, E., 1975, Eröz M., 1972, Ülgener, S.F., 1981)