sini


Results for "sini"

Biology Glossary

Duyu siniri

(Biology Glossary) :
Dış yada iç reseptör organlardan yada duyu alıcılarından alınan uyartıları sinir merkezine ileten sinirler.
Biology Glossary

Duyu siniri

(Biology Glossary) :
Dış yada iç reseptör organlardan yada duyu alıcılarından alınan uyartıları sinir merkezine ileten sinirler.
Philosophical Dictionary

Sınıf.

(Philosophical Dictionary) :
(Os. Sınıf, Fr., İt. Classe, Al. Klasse, İng. Class). Ortak özelliklerden doğan birleşme sonucu meydana gelen küme... Toplumbilimde bu ortak özellikler ortak çıkarları dilegetirir ve insanların üretim araçlarıyle olan ilişkileriyle belirlenir. bkz. Sınıflaşma.
Philosophical Dictionary

Sınıflaşma.

(Philosophical Dictionary) :
Tarihsel özdekçiliğe göre toplumsal sınıflaşmalar, maddesel koşulların ürünüdür. Tüccarın neden tüccar, memurun neden memur, yoksulun neden yoksul ve bilgilinin neden bilgili olduğunu anlamak için onların içinde bulundukları maddesel koşulları incelemek gerekir. Sınıfları ortaya çıkaran ve belirleyen ekonomik koşullardır. İlkel komünal toplumundan günümüz anamalcı toplumuna kadar sürüp gelen değişmeler insanlar arasındaki üretim ilişkilerinin değişmeleri sonucudur. Bu üretim ilişkilerinin temel belirleyicisi de insanın üretim araçlarıyle olan ilişkisidir. Üretim, sosyal bir olgudur. Sınıflaşmaları doğuran, üretim araçları mülkiyetinin kimi ellerde toplanarak çoğunluğun bundan yoksun bırakılmasıdır. Çeşitli üretim ilişkilerine göre oluşan ara sınıfların üstünde daima iki temel sınıf var olmuştur ki bunlar da sömüren ve sömürülen sınıflardır. Bu iki sınıfı, üretim araçlarının mülkiyeti ve yoksunluğu belirlemiştir. Anamalcı düzen, yapısı gereği, bu iki sınfı gittikçe uçlaştırmaktadır. Temel çatışma, üretimin ve üretim araçlarının sosyalleşmesine rağmen mülkiyetin bireysel kalmasından doğar. bkz. Sınıf, Anamalcılık, Tarihsel Özdekçilik.
Sociological Dictionary

SOSYAL SINIFLAR [İng. Social Classes]:

(Sociological Dictionary) :
Açık sınıf toplumları ve kapalı sınıf toplumlarına göre farklı değerlendirilebilen bir kavramdır. Bir toplumda kast değil de, statü tabakalaşması hâkimse,kişiler doğuştan değil (nurture); eğitim, öğretimve sosyalleşme sonunda kazandıkları statüye bağlı olarak tabakalama piramidinde yer alabiliyorlarsa, bu ti bir tabakalamada sınıflar arası hareketlilik de yoğunlaşır; aşağı ve yukarı doğru geçişler görülür. (Bkz. Sosyal Hareketlilik)Sınıf, fertler ve sosyal gruplar arasında hiyerarşik mesafeye dayalı olarak ortaya çıkan kalıplardır. (Jary D. and J., 1991)Birbirinden farklı olan fertlerin grup oluşturmalarını sağlayan ve farklılıkların harekete geçirdiği güce sınf denir. ( Marshall, F.H., 1950)Sınıf, sosyal statüye göre toplumun bir parçasının geri kalandan farkı bulunması ile gerçekleşir. Dil, konum, fonksiyon ve ihtisas sınırlamaları sınıfı doğurmaz. (maclver, R. M. 1937)Benzer değer hükümlerine, statüye ve sosyal şartlara sahip olmak sınıfları doğurur. (Dahrendorf, R., 1963)Sınıf ve sınıflar kavramlarının sosyal ilimler terminolojisine girişi, sosyal gerçekteki farklılama ile paralel olmuştur. XVIII. asrın sonlarına doğru Avrupa dillerine sınıf kavramı girer. Sınıf kavramını bu asırda Ferguson ve Miller kllanmışlardır. XIX. Asırda A. Smith çalıan sınıftan bahseder. Ricardo, Saint-Simon, Fourier, Sismondi, Schumpeter, Gurvitch vedaha sonra da F. G. engeles ve K. Marx sınflar üzerinde durmuşlardır. Hayat tarzı , eğitim ve kültür, iktisadî menfaat, iktisadî güç, sınıf şuuru sosyal sınıfları belirleyen faktörler arasında yer alırlar. Bu faktörlere ilâve olarak K. Marx, sadece sınıf şuurunu değil, ama diğer sınflara hasmane bir duygu içinde olmayı ileri sürmüştür. (Bkz. Çatışma, Proleterya) K. Marx, insanlık tarihini sınıf çatışmalarının tarihi olarak görmüş, proleterya ve burjuvazi ikileminin değişmez kavgasının süreceğini ileri sürmüştür. Oysa sanayi ihtilâlinden sonra, sanayileşme-şehirleşme sürecinde çok sınıflılık, çoğulcu tabakalaşma, artan ve genişleyen orta sınıflaşma, beyaz yakalılar dikkat çekmiştir. Ne sınıfsızlık gerçekleşmiş ne de ikili tabakalaşma zannedildiği gibi sürmüştür.