silah
SİLAHŞÖR
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Silahları karıştırıcı, silahlarla oynayıp uğraşıcı. * Eski zamanda bir sınıf silahlı asker, hususiyle muhtelif silahları kullanmakta fevkalâde meleke ve maharet ile mümtaz olup, maiyyette istihdam olunanlara verilen addı. Yeniçeri Ocağı zâbitlerinin bir takımı hakkında da kullanılır bir tabirdi. Padişahın maiyyetinde muhafız olarak kullanılanlara da bu ad verilirdi.
ŞÂKİ-İ SİLÂH
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Harp âletleri keskin ve hazır olan kimse.
TEŞHİR-İ SİLÂH
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
Silâh çekme.
SİLAH
(Dream Dictionary of Phrase) :
Oüşmana galip gelmeye, güç ve kuvvete, her çeşit marazdan ve üzüntüden kurtulmaya, Silah ilme, din" hayatının güzelliğine, doğru habere; Silah yapan yahut satan kimse zalim ve gaddar yöneticiye delalet eder.
silah
(Turkish - English dictionary) :
weapon, arm. altına alınmak to be called into military service. atmak to fire a weapon. başına! mil. command To arms! ları çatmak to stack arms. çekmek 1. to pull out or draw a weapon (preparatory to attacking someone); /a/ to threaten (someone) with a weapon. 2. /a/ to fire a gun at (someone). a davranmak to go for a weapon, move to pull out or draw a weapon. omza! mil. command Shoulder arms! patlamak 1. for war to break out. 2. for a weapon to fire. a sarılmak to resort to arms.