settle


Résultats pour "settle"

Anglais - Turc Dictionnaire

settle up with s.o.

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
birine karşı olan borcu ödemek.
Anglais - Turc Dictionnaire

settlement

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
i. 1. yerleştirme; iskân; yerleşme. 2. (iskân edilerek oluşturulan) köy. 3. çökelme. 4. (binada oluşan) tasman, oturma. 5. (anlaşmazlığı/davayı) halletme. 6. hesabı kapatma; hesabı kapatmak için ödenen para. 7. (birine) (bir şeyi) bırakma/bağışlama; (birine) (bir şeyi) bırakma/bağışlama belgesi; bırakılan/bağışlanan şey/şeyler.
Anglais - Turc Dictionnaire

settler

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
i. iskân edilen bir yere yerleşen/yerleştirilen kimse.
Anglais - Turc Dictionnaire

That settles it!

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
Tamam! (Genellikle kızınca söylenir.): That settles it! I´m going to give him a piece of my mind! Tamam! Şimdi ağzının payını vereceğim.
Anglais - Turc Dictionnaire

unsettle

(Anglais - Turc Dictionnaire) :
f. 1. (inanç, ekonomi v.b.´ni) sarsmak: It had unsettled him. Onu ruhen sarsmıştı. 2. tedirgin etmek, huzurunu kaçırmak: The news of the uprising unsettled us. Ayaklanma hakkındaki haber huzurumuzu kaçırdı. 3. yerinden çıkarmak: The earthquake unsettled the statue in the park. Deprem parktaki heykeli yerinden çıkardı. 4. bozmak: The war has unsettled our travel plans. Savaş seyahat planlarımızı bozdu.