sayrı
BUSAYRÎ
(Ottoman - Turkish Dictionary) :
(Şeref-üd-din) (Mi: 1213-1295) Busayr'da doğdu. Meşhur Arap şair ve hattatıdır. "Kaside-i Bürde" sahibidir. Esas ismi "El-Kevakib-üd-Dürriyye fi Medh-i Hayrilberiyye" olan kasidesine; tutulmuş olduğu hastalıktan, rü'yasında Resûlullah'ın hırkasını (bürde) üzerine örtüp şifa bulması sebebiyle "Kaside-i Bürde" ismini vermiştir.
sayrış-
(Azerbaijani - Turkish Dictionary) :
titrek,zayıf bir ışık saçmak
NUSAYRÎ
(Islamic Glossary) :
Eshâb-ı kirâma (Peygamber efendimizin arkadaşlarına) iftirâ eden şîanın kollarından. Onbirinci imâm olan Hasen bin Ali Askerî'nin adamlarından olduğunu söyleyen İbn-i Nusayradındaki bozuk inanışlı kimseye uyanlar.Eshâb-ı kirâma iftirâ eden şia, üç grupta toplanmaktadır:Birincisi, Tafdiliyye; hazret-i Ali,Eshâbın en üstünüdür, diyorlar. İkincisi, Seb'iyye; Eshâb-ı kirâmdan birkaçından başkası zâlim,kâfir oldu diyorlar. Bunlar, sebbediyor (söğüyor), kötülüyor lar. Üçüncüsü Gulât; hazret-i Alitanrıdır diyorlar. Sebeiyye ve Nusayriyye fırkaları da böyledir. İbâdet etmezler. (AbdülazîzDehlevî)
sayrı
(Turkish - English dictionary) :
ill, sick, ailing. düşmek to get sick, become ill.
sayrıevi
(Turkish - English dictionary) :
,-ni hospital.