rîşî
KARABORSA TEORİSİ
(Diccionario de Economía) :
Karaborsada arz-talep mekanizmasının işleyişinin ve fiyatın oluşumunun analizi.Aşağıdaki diyagramda karaborsada fiyat oluşumu gösterilmektedir.(Şekil var. Orijinal kitapta 139. sayfada)Diyagramda SS piyasa arz eğrisini, DD piyasa talep eğrisini, P arz ve talebi birbirine eşitleyen denge fiyat düzeyini, N ise denge arz ve talep miktarını göstermektedir. Kamu otoriteleri P fiyatını pahalı bularak, üreticileri P1 fiyatından mal arz etmeye zorunlu tutarlarsa arz azalarak bu fiyattan arz miktarı ON1 olacak, talep miktarı ise artarak OKye çıkacak N1 K kadar birtalep fazlası doğacaktır.Talep arzdan fazla olduğundan ve stoklar daha çok mal arzına uygun olduğundan, satıcılardan bir kısmı bu durumdan yararlanmak isteyecektir. ON1 miktarından sonra yeni bir arz eğrisi oluşacaktır. P1 S1 karaborsa arz eğrisidir. Karaborsada mal satmak riskli ve külfetlidir. Karaborsacı stoklarını gizlemek vb. gibi nedenlerle bazı masrafları göze almak zorundadır. Bu durum karaborsada arz eğrisinin daha dik eğimli olmasına yol açar. Karaborsanın ortaya çıkması, talep edilen malın esnekliğine bağlı olarak talep miktarının azalmasına yol açabilir. Karaborsadan alışveriş yapmak istemeyenler taleplerini kısabilir. Bu durumda yeni arz (P1 S1 ) ve talep (D1 D1 ) eğrilerinin kesişmesiyle bulunan P2 fiyatı karaborsa fiyatı olacaktır.
KEYNES‘İN İSTİHDAM TEORİSİ
(Diccionario de Economía) :
(Bk. J.M.Keynes)
KLASİK BÜYÜME TEORİSİ
(Diccionario de Economía) :
Bu teoriye göre ekonomi geliştikçe nüfus artacaktır. Artan nüfusun ve büyüyen kentlerin gıda gereksinimini karşılamak için ise gıda arzının artması zorunludur. Gıda arzının artması için yeni topraklar ekime açılacaktır. Bu noktada azalan verimler yasası devreye girer: Doğal olarak daha verimli topraklar daha önce ekime alınır. Dolayısıyla artan gıda ihtiyacını karşılamak için giderek daha az verimli topraklara gidilmesi kaçınılmazdır. Bu ise gıda maliyetlerinin yükselmesi demektir. Gıda maliyetlerinin yükselmesi iki olumsuz sonuç doğurur. Bunlardan birincisi toprak rantlarının artmasıdır. Çünkü artan maliyetler gıda fiyatlarını artırır. Bu ise toprak sahiplerinin aldıkları rantların yükselmesi sonucunu doğrur. Gıda maliyetlerinin yükselmesinin ikinci olumsuz sonucu ise ücretlerin artmasıdır. Gıda maddeleri işçilerin kendilerini yeniden üretmeleri için zorunludur, dolayısıyla gıda maddelerinin fiyatlarının artması, işçilerin yeniden üretim maliyetlerinin yükselmesi, yani gerçek ücretlerin yükselmesi demektir. Böylece toprak rantları ve ücretlere giden gelir payı artınca, karlara giden pay azalmış olur. Çünkü toplumsal gelir (Üretim) üç sınıf arasında bölüşülmektedir. Bunlardan ikisinin, toprak sahiplerinin ve işçilerin payı olan rantlar ve ücretler artınca, üçüncü sınıf olan kapitalistlere giden pay azalır. İktisadi büyümenin motoru ise kapitalistlerdir. Bir ekonominin büyümesi yatırımlarla olur ve yatırımların kaynağı da kapitalistlerin karlarıdır. Dolayısıyla karların azalması büyümenin yavaşlaması demektir.Klasik iktisat teorisinin esaslarını ortaya koyan Ricardoya göre, yukarıda açıklanan nedenle bir ekonominin er ya da geç büyüme hızının sıfıra düştüğü durgunluk haline gelmesi kaçınılmazdır. Teknolojik gelişmeler sayesinde elde edilecek verimlilik artışları bu sonucu ancak geciktirebilir. Ricardo sanayi devrimi sırasında yaşamakla birlikte tarımın üretim payının hala çok yüksek olduğu bir ekonomiyi gördü. Teorisi mantıksal bakımdan tutarlı olmakla birlikte geleceği öngörmek bakımından doğru çıkmamıştır. Bunun nedeni teknolojik gelişmenin boyutlarını tahmin edememiş olmasıdır. Bununla birlikte bazı klasik iktisatçılar (Sözgelimi Bastiat) teknolojik gelişmenin olumlu etkisinin ağır basacağını tahmin edebilmişlerdir.
KLASİK DIŞ TİCARET TEORİSİ
(Diccionario de Economía) :
Bu teoriye göre uluslararası ticaret herhangi bir engelle karşılaşmadan serbset olarak yapılırsa, bundan her ülke kazançlı çıkar ve dünya kaynak dağılımında etkinlik sağlanmış olur.Adam Smithe göre bir ülke, öteki ülkelere göre daha ucuza maledebildiği ürünlerin yapımında uzmanlaşmalı, öteki ürünleri diğer ülkelere bırakmalıdır. Her ülke bu şekilde davranırsa, her mal mümkün olan en ucuz maliyetle üretilmiş olur. Üstelik her ülke bundan kazançlı çıkar. Çünkü başkalarına göre ucuza yapabildiğini üretir ve onlara satar. Onlardan da, kendisinin daha pahalıya üretebildiği malları daha ucuza alabilme olanağına kavuşur. Bu teoriye göre uluslararası ticarete girip kazançlı çıkabilmek için bir ülkenin ötekilerden daha ucuza üretebildiği bir malın ya da malların olması gerekirRicardoya göre bu ºart degildir. Bir ülkenin karºilaºtirmali üstünlüğe sahip olduğu malın üretiminde uzmanlaşıp ötekilere dışarıdan satın alması, dış ticaretten kazançlı çıkabilmesi için yeterlidir. Sözgelimi Türkiye ABDye kıyasla hem tekstil ürünlerini, hem de bilgisayarları daha pahalıya üretiyor ulsun. Bu durumda Adam Smithe göre, dış ticaretin açılmasından Türkiyenin bir kazancı olamaz. Oysa Ricardoya göre, Türkiye bunlardan hangisinde karlaştırmalı üstünlüğü tekstillerde olsun. Yani tekstildeki maliyet farkı bilgisayarlardan daha az olsun. Bu durumda Türkiye dış ticarete girmeyip, her iki malı da kendisi üretmeye kalkışacağına, tekstil üretiminde uzmanlaşarak bunları ABDye satarsa, (ABD de bilgisayarda uzmanlaşacaktır) ve bilgisayarı ABDden alırsa sonuçta kazançlı çıkacaktır. Klasik dış ticaret teorisinin esasını karşılaştırmalı üstünlükler yaklaşımı oluşturur. Bu yaklaşım sonradan neoklasik ve yeni klasik dış ticaret teorilerinin de temelini oluşturmuştur. Serbest ticaret yanlıları hala teorik dayanak olarak karşılaştırmalı üstünlükler yaklaşımını kullanmaktadırlar. Bu nedenle söz konusu teori uzun yıllardır tartışılan üzerine çalışmalar yapılan bir yaklaşımdır. İktisat teorisinin en popüler tezlerinden birisini oluşturmaktadır. Klasik dış ticaret teorisinin ülkeler arasında mal değişiminin hangi oranlara göre gerçekleşeceği, yani uluslararası ticaret fiyatlarına ilişkin kısmı da Millin teklif eğrileri analiziyle tamamlanmıştır.
KURULUŞ YERİ TEORİSİ
(Diccionario de Economía) :
İşletmenin kurulacağı, diğer bir deyişle üretimin yapılacaeğı yerin, yapılan üretimi hangi koşullar altında ve ne şekilde etkileyeceğini ortaya koyan teori. İşletmenin hammadde tedarik masraflarının, üretim maliyetinin ve pazarlama harcamalarının üretimi optimal biçimde etkileyebileceği yerin nasıl seçileceği konusu, Üretim yeri teorisi olarak da adlandırılan teorinin inceleme alanına girer. Sanayinin kuruluş yeri sorununu ilk kez derinlemesine araştıran A.Webere göre endüstrinin bölgesel dağılımında rol oynayan üç temel faktör vardır; ulaştırma masrafları, hammadde ve enerji fiyatları, emeğin maliyeti. Sanayi kuruluşlarının yer seçiminde de buna bağlı olarak üç unsurun gözönünde bulundurması gerekir. Tüketicilerin bulundğu yer (Pazar) en ucuz emeğin olduğu yer, hammaddenin bulunduğu yer.